65875/66250/66400-67075
65500/65200-64650-64200
yukarıdakı kısa notumuzda verdıgımız hedef olan 65875 rakamı gecen hafta VoB'un kapanıs rakamı olmustu.........
bu hafta ustte yazdıgım destek/dırenclerı haftanın ılk gununde ozenle takıp edecegız,
65500/66250 bandında sıkısık hareketler olabılır fakat
ozellıkle 65200 asagıdakı kuvvetlı destek durumuna geldıgı ıcın;
65200 ustunde kalabıldıgı surece yukarı ıvme azalarak devam etme ıhtımalı devam edecektır....bu dogrultuda 66250 son derece onemlı dırenc konumunda olup 66250 ustunde agrasıf hareketler gorulur.....
65200 altına sarkaması durumunda ıse yukarı yeni ivme kazanmak ıcın haber beklentısınde olan pıyasa asagı gıderken mevcut iç duruma göre haber aramaya gerek duymayabılecegi gozlerden uzak tutulmamalıdır......
65200 altında ilk hedefı 64200 olan baskı gorulebılır............
XTRADERX ANAHTAR
64250 ustune cıkamadıgı surece asagı yonlu olucaktır..............
ivme son derece azaldı........onemlı dırenclerdeyız habersız buraları kuvvetle asmaları zor olucaktır ancak elbettekı ımkansız olmadıgını unutmadan dıkkatlı sekılde trade edılmesı gerektıgını dusunuyorum
RO bar analızlerımde ıse ciddi sıkışma ve güç kaybı var
yarın gun ıcınde ekstrem bır durum olusmaz ise YATIRIM TAVSIYESI OLMAMAKLA BIRLIKTE dırencler degıl desteklerı takıp edecegımız bır 2 seans olabılecegıne dıkkat cekmek ıstemıstım fakat her tecrubelı ve borsayı cıddı anlamda bılen oyuncu,yatırımcınında hak verecegı üzere bu bır analızdır ve tutarlı olup olmaması yatırım tavsıyesı olmadıgı için benı baglar
kısaca yarın ıcın sunu yazabılırım ;
65200 asagı gecıldıgınde satıslar agrasıflesıcektır
65200/65500 ustunde kaldıgı surece sorun olmayacak ancak 66250 yukarı gecılemedıgı surece asagı baskı agırlasarak baş gostermeye baslar
yarınkı band aralıgı 65200/66250 olarak devam edecek gıbı duruyor ancak ogleden sonra kırılma beklenebilir
sevgiler...........
Kozmik odadan ne çıkar?
Kars demiryolunu imha planı çıkabilir mesela...
Bolu Tüneli’ni dinamitle havaya uçurma, Bolu Dağı’nda baskın krokisi çıkabilir. Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerine gelen iki viyadüğü patlatarak, Trakya ile Anadolu’nun karayolu irtibatını kesme talimatı çıkabilir. Zigana geçidini geçilemez hale getirme emri çıkabilir. Veya, bölgeyi tahliye edip, baraj kapaklarını açıp, sınırı bataklığa
çevirme haritası çıkabilir.
¡
Savaş halinde, Türkiye işgal edilirse...
Ne yapılması gerekiyorsa, o çıkar.
¡
Bakın, geçen hafta İzmir’de Yunan casusu yakalandı, fırıncı... Çünkü o fırıncı, insan kaçakçılığı için kime, ne kadar ekstra ekmek lazım olduğunu biliyor. Normalden fazla ekmek talep edildiğinde, anlıyor ki, normalden fazla insan gelmiş oraya... Ve, anında Yunan’a ispiyonluyor ki, bu normalden fazla biriken insan, bugün
yarın Yunan adasına geçmek üzere!
¡
Hayatidir ekmek... Savaş sırasında
kaçıp saklanmak yerine, çoluğunu çocuğunu bırakıp, ekmek çıkarmakla yükümlü olan yurtsever fırıncıların listesi çıkar, o kozmik odadan... Sen bilmemne hastanesinde sıradan doktor sanırsın, o aslında, savaşta yeraltına inen ve vuruşurken yaralanan kahramanların gizli gizli ameliyatına girecek doktordur. İsim isim bellidir; eczacılar... Tamirci sanırsın, TIR’dan söker, tanka takar. Taksici zannedersin, bakkal bilirsin, çiçekçidir, elektrik kesik, telefon kesik, kim yapacak gözünü karartıp kuryeliği?
¡
Her ülke işgale karşı hazırlık yapar; İsrail’i ele al... Neden bütün devlet birimlerini Kudüs’te toplamışken, bi tek Savunma Bakanlığı’nı Tel Aviv’de tutar?
Ya da şöyle sormalı belki...
Neden başkentimizi Sinop’a, Antalya’ya filan kurmadı da, coğrafyanın tam göbeğine, yumruk mesafesinin dışına, Ankara’ya kurdu Mustafa Kemal?
¡
Haysiyetsiz arkadaşlar uçağa, gemiye atlayıp, vınn, yurtdışına kaçtığında kime tutunacak bu ülke? Kapı numaraları, adresler, isimler, kodlar... İşte, onların listesi çıkar o kozmik odadan.
¡
Mesela, Susurluk kazasının yaşandığı o yol, neden durup dururken 30 metre genişler ve havaalanına benzer? Stepne havaalanıdır çünkü... Özellikle Ege sahillerinde, hepsi sıkış tepiş, daracıkken, bazı yazlık sitelerin içinde, şaşırtıcı şekilde, otoyol benzeri yollar vardır, ki, karşıdaki adaya çıkarma söz konusu olursa, kullanılabilsin... Listeleri sizce nerededir?
¡
Özetlersek:
Adı üstünde, kozmik...
Sır’dır, sızmamalıdır.
¡
Aksi halde...
“Vay vay vay! Hükümete karşı kaos çıkarmak isteyen Genelkurmay, Boğaz Köprüsü’nü havaya uçurmak için hain plan yapmış, aha bu da krokisi” şeklindeki manşetlere hazır olun.
XTRADERX ANAHTAR
VoB gün içi RO - destek TA - direncler;
65875/66250/66400-67075
65500/65200-64650-64200
sıkısma ve dar band hareketlerının tepelerden devam edıyor olması ve tepenın hala net olarak gecılememıs olmasından dolayı her gecen gun gucunu azaltacaktır yukarı gecemedıgı surece gelıcek satıslar sert olması beklenebilir.........
65200/65500 ustu 66250/66400 hedeflı hareketı devam ettirir
65200 altı ıse 64200 hareketının startını ....................BAŞLATIR
2009, Türkiye
İsmi lazım değil...
Profesör, üniversitede dekan.
Telefonu çalıyor, zırrr...
- Alo?
- Emniyet’ten arıyoruz!
- Buyrun...
- Terör örgütünün konuşmaları sizin numaranız üzerinden yapılıyor, dinlemeye takıldı, büyük ihtimalle cep telefonunuzu kopyalamışlar, soruşturma için bize kontör göndermeniz lazım.
Dekan terliyor...
Önce “Hay Allah” diyor.
Sonra “Hay hay” diyor.
Derhal koşuyor, 17 adet 250’lik kontör kartı satın alıyor, beklemeye başlıyor... Kendisini polis diye arayan kişi, tekrar arıyor, kontör kartlarının numaralarını istiyor, dekan kuzu kuzu veriyor.
Bitmiyor.
Yarım saat sonra, zırrr...
- Alo?
- Şu şehrin Başsavcısıyım ben!
- Buyrun efenim...
- İsminiz, terör örgütünün bir operasyonuna karışmış vaziyette, gizli tanıklar var, durum hassas...
- Demeyin!
- Derhal ifade vermeniz gerekiyor, kimseye haber vermeden şu şu adrese gelin, iş dallanıp budaklanmadan görüşelim...
Dekan telefonu kapatıyor, telaşla fırlıyor makamından, atlıyor otomobiline, basıyor marşa... Apar topar ortadan kaybolmasından şüphelenen mesai arkadaşları, “N’ooldu hocam?” diye Dekan’ı arayacaklarına, “Galiba karanlık bi işe karıştı” diye düşünerek, polisi arıyor! Bu ihbar üzerine harekete geçen polis, mobese kameralarını tarıyor, ki, şüpheli Dekan tam gaz komşu şehre doğru gidiyor. Derhal komşu şehrin Emniyeti’ne haber veriliyor, yakalayın... Alarm veriliyor, plakayı not eden komşu şehrin Emniyet’i, şehrin girişinde tertibat alıyor, Dekan’ı durduruyor. Dekan “Eyvah, yakalandım” diyor; ilk sorguda başına gelenleri “itiraf” ediyor... Polis ikna olmuyor, derhal Başsavcı aranıyor, ki, Başsavcı’nın haberi yok... Bu sefer Dekan ikna olmuyor, Başsavcı’yla konuşturuyorlar. Ses başka... Böylece, Dekan’ın dolandırıldığı ve kendisini “şüpheli” diye ihbar eden mesai arkadaşları sayesinde, ekstra dolandırılmaktan kurtulduğu ortaya çıkıyor.
¡
Türkiye’nin ruh hali budur.
¡
El âlem Noel Baba’yı bekliyor...
Türkiye’de ise, profesör, gazeteci, tiyatrocu, eczacı, sendikacı, öğrenci, manav, bakkal; herkes “polis”ten ve “savcı”dan telefon bekliyor!
¡
Herkes telefonunun dinlendiğinden emin, herkes her an terör örgütü üyesi gösterilmekten endişeli, herkes alakası olmadığı konulardan yakalanma paniği yaşıyor, herkes mesai arkadaşının sakat işlere bulaştığından şüpheleniyor, herkes herkesi niye haber vermedin denmesin diye ispiyonlamaya gönüllü... Ve herkes, sorgusuz sualsiz itaat etmeye hazır.
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)
Yer imleri