298 sonuçtan 1 ile 12 arası

Konu: Acemice teknik.

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    1.673
    Teşekkür Teşekkür 
    1.055
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    2.213
    Toplam Teşekkür
    1.000 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    Çukurambar’da F-16 yakalandı... Tanınmasın diye LPG taktırmışlar


    Suikastçı albayın evini aramışlar...


    Meğer sadece Arınç değilmiş.

    Başbakan’ın krokisi çıkmış.

    Cumhurbaşkanı’nın
    krokisi çıkmış.

    TBMM Başkanı’nın
    krokisi çıkmış.

    *

    Bence iyi aramamışlar o evi...

    Obama’nın krokisi de oralardadır. (Mutfağa bakın.)

    *

    Bu arada, krokiyi yutmak için kendisini sorgulayan polislerden
    pet şişe su istemiş suikastçı.

    *

    Kalsiyum Sandoz’a çizmiş
    krokiyi çünkü... Kuru kuru
    gitmemiş boğazından.

    *

    (İşin esrarengiz tarafı, adam mahalle mahalle dolaşarak, devleti yöneten kim varsa alayını temizleyecek, savcı bakmış, kolay gelsin kardeşim deyip, serbest bırakmış iyi mi!)

    *

    Ve, Ankara’daki duyumlarıma göre, albayla binbaşının yanı sıra bir de suikastçı pilot tuğgeneral varmış... Havacı tabii, yolları bilmiyor, krokiye bakayım, debriyaja basayım filan derken, yanlışlıkla Söğütözü tarafına sapmış, Armada’daki taksicilere sorup bi u dönüşü, haaadi bakalım bu sefer Balgat’a dalmış, en son Gölbaşı’ndan Alo 156 Jandarma’yı aramış, nerde lan bu Çukurambar? İddiaya göre, mesai saatinin bitmesine rağmen karargâha dönmeyen bir tümamirali de, Haymana’da trafik kontrolünde yakalamışlar, bagajdan denizaltı maketi, torpidodan da Kevın Kostnır’ın krokisi çıkmış.

    *

    En çok da şuna bayıldım:

    “Suikastçı subaylar, takip edilmesinler diye GPS’siz otomobiller kullandı.”

    *

    Malum, bizim subaylar genellikle Lamborghini, Ferrari falan
    kullanır, astsubaylara daha çok Porsche tahsis edilir... Uydudan yakayı ele vermemek için Reno’ya binmişler demek ki.

    *

    Şaka bir yana, baktılar ki, bu kroki yeme işini ahaliden pek yiyen olmadı, dinlemeye çevirdiler hadiseyi... Yan sokaktaki pastanede profiterol yerken gözaltına alınan albayla binbaşı, tam teçhizatlı telekulakmış, hassas teknolojiyle Arınç’ın ortam konuşmalarını dinliyorlarmış.

    *

    Ancak... Pantolon uymadı,
    gömlek verelim misali, hain suikastı apar topar sinsi dinlemeye
    çevirdikleri için, şu sorunun cevabını henüz icat edemediler:

    Birader, cihazları kim yedi?

  2. The Following 2 Users Say Thank You to Leblebi For This Useful Post:


  3. #2
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    1.673
    Teşekkür Teşekkür 
    1.055
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    2.213
    Toplam Teşekkür
    1.000 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart


  4. The Following 2 Users Say Thank You to Leblebi For This Useful Post:


  5. #3
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    1.673
    Teşekkür Teşekkür 
    1.055
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    2.213
    Toplam Teşekkür
    1.000 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart


  6. The Following 2 Users Say Thank You to Leblebi For This Useful Post:


  7. #4
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    1.673
    Teşekkür Teşekkür 
    1.055
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    2.213
    Toplam Teşekkür
    1.000 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart



  8. The Following 4 Users Say Thank You to Leblebi For This Useful Post:


  9. #5
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    1.673
    Teşekkür Teşekkür 
    1.055
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    2.213
    Toplam Teşekkür
    1.000 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    İlyas...


    Asıl adı, Elyesa’ydı.

    Kosova doğumlu.

    Arnavut.

    Türk vatandaşı.

    ¡

    Sene, 1943.

    Dünya savaşıyor.

    Yer, Ankara.

    ¡

    Çankaya Köşkü’ne komşu İngiliz Büyükelçiliği’nde uşak olarak işe başladı İlyas... Büyükelçi Sir Hugessen’a banyoda sırtını keseleyecek kadar yakındı. Ama aslında, nefret ediyordu İngilizlerden; babasının ölümünden sorumlu tutuyordu onları... Bi gün, Almanya Büyükelçiliği Müsteşarı Jenke’nin kapısını çaldı, “Özel ve gizli bilgilere ulaşabiliyorum, isterseniz satarım, fotoğraf çekerim, rulo başına 20 bin sterlin alırım” dedi. Müsteşar, konuyu Büyükelçi Von Papen’e açtı, Papen vaziyeti Berlin’e bildirdi, 29 Ekim 1943 gecesi, Cumhuriyet Bayramı törenlerinden dönüşünde, Berlin’in cevabı gelmişti: “Deneyin...”

    ¡

    Trafik başladı. İlyas ötüyor, parayı alıyordu. Doğru mu söylüyor, yalan mı, henüz belli değildi. Ocak 1944’te, “Sofya bombalanacak” dedi, “Hadi canım” dediler, Sofya bombalandı! İlyas kendini kanıtlamıştı... Güzel güzel konuştuğu için “Çiçero” kod adını verdiler ona.

    ¡

    O günlerde; Ankara’daki Alman Büyükelçiliği’nde Nele isimli bir kız çalışıyordu; sekreter... Babası Almanya’nın Sofya Konsolosu’ydu. Savaş öncesinde liseyi ABD’de okuyan Nele, Nazilerden nefret ediyordu. ABD’de yaşamak istiyordu ama, Alman olduğu için imkânsızdı. Bir gün dişi iltihaplandı, hayatı değişti... Dişçi, Yahudi bir Alman’dı, laf lafı açtı, “İstersen, seni Amerikalılarla tanıştırırım” dedi. Amerikalılar, “Alman Büyükelçiliği’nde çalışan Amerikan sempatizanı sekreter”in üstüne atlamıştı doğal olarak... Buluştular.

    ¡

    “Rastgele” diye atılan olta, büyük bir balık yakalamıştı...

    Çok büyük bir balık.

    ¡

    Çünkü, daha ilk randevuda şunları anlattı sekreter: “Sizden bir söz istiyorum, vereceğim bilgi işinize yararsa, lütfen bana sığınma hakkı verin... İngiliz Büyükelçiliği’nde bizimkilerin Çiçero dediği biri çalışıyor. Çiçero aradığında bizim elçilikte büyük hareketlilik oluyor, düşük rütbeli görevliler, sekreterler filan dışarı çıkarılıyor. Nazilerin
    kulağı bu Çiçero.”

    ¡

    Amerikalılar, derhal İngilizleri uyandırdı, tüm personel tek tek sorgulanıyordu. Çiçero enseleneceğini anlamıştı. Almanlara sığındı, İstanbul üzerinden Almanya’ya kaçırıldı.

    ¡

    Tabii Naziler de uyanmıştı... Çiçero’yu kim ispiyonladı? Sorgu başlayınca, sekreter kız, Amerikalılara yalvardı: “Hayatım tehlikede...” Amerikalılar sözünü tutacaktı. Ancak, ciddi bir sorun vardı. Türkiye tarafsız ülkeydi. Köstebeğin ABD Büyükelçiliği’ne sığınması olacak iş değildi... Sekreter gizli bir eve yerleştirildi, bir hafta saklandı, sarı saçları siyaha boyandı. Naziler fıldır fıldır takipteydi, İstanbul’a götürülmesi çok riskliydi. Karayoluyla İzmir’e götürdüler, gemiyle Kıbrıs’a geçip Mısır’a, savaş bittikten sonra ABD’ye...

    ¡

    İlyas, Münih’e yerleşti. Hayatının garantide olduğunu düşünüyordu. Ancak, Almanların kendisine ödediği 300 bin sterlinin, İngiliz ekonomisini batırmak için bastıkları sahte paralar olduğu anlaşıldı. Kazığı yemişti... Yalvar yakar, bir emekli maaşı bağlandı. Gece bekçiliği yapmaya başladı, 1970’te sefalet içinde öldü.

    ¡

    Hayatı film oldu İlyas’ın, Hollywood’da... Anılarını “I Was Cicero, Ben Çiçero’ydum” başlığıyla kaleme alıp, Stern Dergisi’ne satmıştı. Yönetmen Joseph Mankiewicz, bu anıları
    “5 Fingers, 5 Parmak” ismiyle sinemaya uyarladı, 1952’de... İlyas rolünü, o dönemin efsane aktörü James Mason oynadı. İlyas’ın hayatı, biri yönetmen, iki Oscar aldı.

    ¡

    Sekreter Nele ise, savaştan sonra kimliği değiştirilerek, California’ya yerleştirildi. Garsonluk yaptığı, evlendiği, bir çocuğu olduğu iddia edildi. Sonrası bilinmiyor.

    ¡

    Demem o ki...

    Ankara böyle bi yer.

    ¡

    İstihbaratçıların savaş alanı.

    ¡

    Ve, şurası kabak gibi belli oldu ki, suikastçı diye yakalanan albayla binbaşı, Genelkurmay içindeki Çiçero’nun peşinde...

    O halde ne yapmak lazım?

    Ne yapıp edip, albayla binbaşıyı açığa çıkarmak lazım ki, Çiçero araziye uysun.

    ¡

    İzleyelim bakalım, gazete manşetlerinden yazılan senaryoların Oscar’ını
    kim alacak...

  10. The Following 4 Users Say Thank You to Leblebi For This Useful Post:


  11. #6
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    1.673
    Teşekkür Teşekkür 
    1.055
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    2.213
    Toplam Teşekkür
    1.000 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart


  12. The Following 3 Users Say Thank You to Leblebi For This Useful Post:


  13. #7
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    1.673
    Teşekkür Teşekkür 
    1.055
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    2.213
    Toplam Teşekkür
    1.000 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    65875/66250/66400-67075

    65500/65200-64650-64200





    yukarıdakı kısa notumuzda verdıgımız hedef olan 65875 rakamı gecen hafta VoB'un kapanıs rakamı olmustu.........



    bu hafta ustte yazdıgım destek/dırenclerı haftanın ılk gununde ozenle takıp edecegız,

    65500/66250 bandında sıkısık hareketler olabılır fakat


    ozellıkle 65200 asagıdakı kuvvetlı destek durumuna geldıgı ıcın;


    65200 ustunde kalabıldıgı surece yukarı ıvme azalarak devam etme ıhtımalı devam edecektır....bu dogrultuda 66250 son derece onemlı dırenc konumunda olup 66250 ustunde agrasıf hareketler gorulur.....


    65200 altına sarkaması durumunda ıse yukarı yeni ivme kazanmak ıcın haber beklentısınde olan pıyasa asagı gıderken mevcut iç duruma göre haber aramaya gerek duymayabılecegi gozlerden uzak tutulmamalıdır......

    65200 altında ilk hedefı 64200 olan baskı gorulebılır............

  14. The Following 3 Users Say Thank You to Leblebi For This Useful Post:


Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Yer imleri

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •