Bugünkü son sponsorluğum...Nikkei de ayu olmak daha kolay gibi sanki...
RASTGELE ANALİZ
Kapitalist Bir Bitiş Hikayesi - (Nikkei ve Japon Yeni)-21 Kasım 2009
35 Yaşın üzerinde olanlar bilirler, 70 ve 80'li yıllarda Japonya denince akla mucizevi ve hatta masalsı, teknolojinin harikalar diyarı gelirdi. Ancak bu ülkenin yüksek teknoloji ile üretilen ürünleri Türkiye'ye masalların olduğu kadar uzak değildi. Çünkü, Japonya, para biriminin değerini düşük tutarak ihracata dayalı bir ekonomi ile büyüyordu ve komşu Avrupa'nın çikolataları ile bile ancak Almancılar sayesinde tanışabilen Türkiye, bu nedenle Japon teknolojisi ile tanışma fırsatı bulabiliyordu. Japonya üretiminin ciddi bir bölümünü ABD'ye satıyor ordan elde ettiği satım gelirinin önemli bir kısmını ise yine ABD hazine bonolarına bağlıyordu. Esasen bunun dışında bir seçeneği de yoktu. Bugün benzer bir kalkınma modelini benimseyen Çin'in bile güçlü ordusuna rağmen başka bir seçeneği yokken, Japonya'nın nasıl olabilirdi. Derken devreye Çin girdi ve Japonya'nın rolünü büyük ölçüde Çin aldı. Üstelik Çin sadece yüksek teknoloji ürünlerini değil her çeşit ve her kalitede ürünü üretme kapasitesine sahip, büyük ve "gık" deme şansının olmayan nüfusu ile daha iyi bir adaydı -küresel sermaye için-. Gerekçeleri çok daha detaylı bir yazının konusu olmak üzere, Japonya'da bankacılık sistemi reel ekonomideki bu döngünün artık sürdürülememesi nedeniyle çöktü. Japonya Merkez Bankası (BOJ) öyle tedbirler aldı ve o düzeyde likitide sağladı ki, artık bankacılık sistemi, merkez bankacılık sistemine döndü. Sıfır faiz politikası ile Japon Bankalarına ve onların üzerinden hemen hemen her isteyene japon yeni ile krediler açıldı. Malumunuz "carry trade" salgını başladı (Carry Trade - Tanım1: Koma haline yakın bir durumda olan hastanın, hemen iyileşmeye başlayacağına ve hayatta kalacağına dair kumar oynamak. Carry Trade - Tanım 2 : Karşılığı olmayan boyalı kağıtlara faiz istenmiyor gerekçesi ile talep oluşması ve ekonominin gerçeklerinin yahu bunlar boyalı kağıt diyene kadar alanın da satanın da nasılsa sonuncu ben olmam diyerek birbirini kandırması, ancak bu kandırma zincirinin ekonomik canlanma olarak algılanması durumu) Ancak bugün Japonya Bankacılık Sistemi bir çeşit yaşayan ölüdür. Japonya yukarıda açıklanan nedenlerle artık ABD için o kadar da iyi bir partner değildi ya da o bölgede artık ABD için daha iyi bir partner/pazar/bağlaşık yani Çin vardı. Yıllar boyunca tüm Asya-Pasifik ekonomisinin motoru olan Japonya, artık bu işlevini Çin'e devretmektedir. Çin, düşük işgücü ve enerji maliyetleri ile bu ülkede üretim yaptırabilecek veya bu ülkede üretilen malları ithal edip diğer pazarlarda satacaklar için iyi bir pazardı. Diğer yandan devasa nüfusu ve her yıl orta sınıfa katılan milyonlarca Çinli sayesinde artık iyi de bir pazar sayılırdı. Çin, ABD'ye ve küresel sermayeye belki de kapitalizmin tarihinde benzeri görülmemiş bir şekilde kıyak çekiyordu. Hem ucuza mal temin edildiği için enflasyon baskı altında tutuluyor, ABD vatandaşları bu sayede biraz daha fazla tasarruf yapabiliyor -ancak reel ekonomide istihdam edilmiş düşük gelir grubundaki nüfus artık farelerle aynı koşullarda yaşamaya başlıyorsa da o sınıf kimsenin umurunda değildi!-, ABD'nin karşılıksız bastığı paralara alıcı bulunuyor ve bu paralar enflasyon olarak geri dönmüyor üstelik bu paralar Çin tarafından yine ABS Hazine bonolarına yatırılıyordu. Sözün özü artık Uzak Doğu'nun esas oğlanı Japonya değil Çin'dir. Japonya'nın bitişinin resmedilmiş hali aşağıdadır (Üstteki Nikkei alttaki USDJPY). Daha analitik bir karşılaştırma yada manzara yakalamak isteyenler ise aynı dönemde Çin Borsası'nın grafiğini çıkarıp Nikkei'nin grafiğinin altına koyabilirler. Benzer asimetriyi henüz Çin para biriminde göremeyeceğiz çünkü bu para biriminin değeri halen Çin otoritesi tarafından belirlenmektedir ve yakın gelecekte de böyle kalacaktır. Sözün özü, gerek ABD ve küresel sermaye gerekse Japonya dahil uzak doğu'daki ülkeler için artık yeni ve yükselen partner Çin'dir.
Diğer yandan Japonya ihracat alanında esas oğlanlığı kaybetmiş olmasının da etkisiyle, bir süredir iç talebe daha fazla önem vermiş görünüyor. Bölge ülkelerine ihracat konusunda ise elinden geleni yapıyor. Gözlenen devlet politikası artık esas oğlanlıktan ziyade "makul partner" rolüne oturuyor. Büyüme rakamlarında bir süredir gözlenen düzelmenin kalıcı olup olmadığı konusunda bir şeyler söylemek içinse henüz erken. Bu sorunun yanıtı USDJPY'nin yönü için büyük önem arzediyor. Bizim yakın gelecekte pek olası görmediğimiz, Çin Yuan'ının değerinin revalüe edilmesi durumu ise, Japonya'ya derin bir oh çektirebilecek bir gelişme olacaktır ancak yakın zamanda olası görülmemektedir. www.vobmatriks.com
![]()
Yer imleri