Sayfa 1807/3250 İlkİlk ... 80713071707175717971805180618071808180918171857190723072807 ... SonSon
39000 sonuçtan 21.673 ile 21.684 arası

Konu: VOBjektif Seans Odası

  1. #21673
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Mesajlar
    4.230
    Teşekkür Teşekkür 
    15.676
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    10.563
    Toplam Teşekkür
    3.668 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    İran savaş gemileri Akdeniz'de


    İran Deniz Kuvvetlerine ait iki gemi Süveyş Kanalı'ndan geçerek Akdeniz'deki Suriye limanlarında demirledi.


    (DHA) -- İran Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Habibullah Seyyari, yaptığı açıklamada, İran İslam Devrimi'nden sonra ikinci kez İran donanmasına ait gemilerinin başarıyla Süveyş Kanalı'ndan geçtiğini bildirdi.

    Seyyari, “İran Deniz Kuvvetleri nitekim geçen yıl Akdeniz'de bulunarak tüm bölgeyi etkiledi, 18. filoya bağlı bu iki gemi de, bölge ülkelerine dostluk ve barış mesajı taşıyarak, kutsal İran İslam Cumhuriyeti'nin gücünü en iyi şekilde sergileyecektirö diye konuştu.

    İranlı komutan gemilerin son rotasını belirtmezken Mısır basını Akdeniz'e geçen bir destroyer ile destek gemisinden oluşan İran gemilerinin Suriye'nin Tartus limanında demirlediğini yazdı.

    İran, 1979'daki İslam Devrimi'nden bu yana geçen yılın Şubat ayında ilk kez iki savaş gemisini Kızıldeniz'e ve ardından Süveyş Kanalını kullanarak Akdeniz'deki Suriye limanlarına göndermişti.

    http://www.cnnturk.com/2012/dunya/02...4.0/index.html

    ABD'nin İHA'ları Suriye semalarında


    AA




    NBC televizyon kanalı, Suriye'deki muhalefet ve sivillere karşı askeri operasyonları izlemek için bu ülkenin hava sahası üzerinde çok sayıda Amerikan İnsansız Hava Aracı'nın (İHA) görev yaptığını bildirdi.

    NBC, isminin açıklanmasını istemeyen Amerikan savunma yetkililerine dayanarak verdiği haberinde, insansız hava araçlarının bu uçuşlarının bir ABD askeri müdahalesine hazırlık anlamı taşımadığını belirtti.

    Amerikan hükümetinin, insansız uçaklarla hava denetimi sağlayarak ve Suriye hükümeti ile askerlerinin haberleşmesini izleyerek, bu ülkeye karşı bir uluslararası yanıtın verilmesi için elindeki kanıtları güçlendirmeye çalıştığını belirten NBC, Suriye'ye insani yardım sağlanması olasılığını değerlendirmek üzere Beyaz Saray, Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları düzeyinde görüşmeler yapıldığını duyurdu.

    Amerikan televizyon kanalı, ancak Amerikalı yetkililerin, bu insani yardım operasyonlarının katılımcıları için tehlikeli olabileceği ve ABD'nin Suriye'de bir askeri rol oynamasına yol açabileceğinden endişe ettiklerini bildirdi.

    http://haber.gazetevatan.com/Haber/431778/1/Gundem
    ataturkungencligehitabesi.com
    "Dünyada her millet icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır." Mustafa Kemal ATATÜRK

    Unutma ki,yüksekte yer tutanlar,aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
    Şeyh Edebalı

    "Ebu Cehillerin,Ebu Süfyanların ve Ebu Leheblerin kağıttan putlarını yıkacağım" Allahın izniyle...Mü'min Ayu

    Yazdıklarım şahsi fikrimdir,yatırım tavsiyesi olamaz.Başkalarının önerilerine göre yatırım kararı verirseniz zarar edebilirsiniz.

  2. #21674
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Mesajlar
    4.230
    Teşekkür Teşekkür 
    15.676
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    10.563
    Toplam Teşekkür
    3.668 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    Armağan KULOĞLU


    İsrail’in İran’a saldıracağı iddiası


    Son zamanlarda İsrail’in İran’a önümüzdeki bahar aylarında saldıracağına ilişkin haberler oluşmuştur. Haberin kaynağı Washington Post’daki makalede, bu düşünceyi açıklayanın ABD Savunma Bakanı olduğu belirtilmiştir. Bu saldırıya neden olarak, İran’ın uranyum zenginleştirme çalışmalarının yakın bir gelecekte nükleer silah yapma seviyesine geleceği, müdahalede geç kalınması halinde bunun telafisinin mümkün olamayacağı gösterilmektedir. Hatta Bakan, İran’ın nükleer bomba yapmak için gerekli olan uranyumu zenginleştirdiğini ve yeraltında inşa ettiği nükleer tesiste atom bombası üretme çalışmalarına başladığına inandığını da belirtmiştir.
    Yine aynı kaynakta, İsrail’in İran’a tek başına saldırıda bulunmak istemediği, bu nedenle ABD’yi yanına çekmek için yoğun çaba harcadığı da vurgulanmıştır. İran dini lideri de, İsrail’le çatışan ve savaşan her grup ve ülkeyi desteklemeye hazır olduğunu, uluslararası tüm baskılara rağmen İran’ın nükleer programından taviz vermeyeceğini söylemiştir. İran Cumhurbaşkanı ise, İran İslam Devrimi’nin yıldönümü münasebetiyle yaptığı konuşmada, yakında nükleer çalışmalarla ilgili yeni başarılı gelişmeleri duyuracağını açıklamış ve bunlardan ilki olarak Tahran Nükleer Araştırma Reaktörü’nde İran yapımı ilk nükleer yakıt çubuklarının kullanılmaya başlandığı haber ajansı İSNA tarafından kamuoyuna duyurulmuştur.
    İran, İsrail için bölgedeki en büyük tehdit, İsrail de İran için, ABD’nin bölgedeki tartışmasız müttefiki olmasından dolayı ve dini açıdan Orta Doğu’daki en büyük sorun olarak algılanmaktadır. İsrail, İran’ın nükleer teknoloji çalışmalarını, 2002 yılından beri, 6 -12 ay arasında sonuçlandıracağını beyan etmektedir. Ancak aradan 10 yıl geçmesine rağmen İran henüz bu çalışmalarını nükleer silah yapacak seviyeye ulaştıramamıştır.
    Diğer taraftan İran’ın nükleer teknoloji çalışmalarını devam ettirdiği ve bir gün bu amacına ulaşabileceği de bir gerçek olarak görülmektedir. Ancak bunu ne zaman gerçekleşeceğine ilişkin elde yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bunun sebebinin de, İran’ın yaptığı nükleer teknoloji çalışmalarının barışçıl amaçlı olduğunu beyan etmesine rağmen, bu çalışmaların sağlıklı olarak denetlenememesi ve konuyu büyük bir gizlilik içinde yürütmesinden kaynaklandığı bilinmektedir.

    ***

    İsrail’in bu saldırıyı gerçekleştirebilmesinin ABD’nin desteğine bağlı olduğu değerlendirilmektedir. ABD’nin ise bu desteği sağlayıp sağlamayacağının ise mevcut ortama bağlı olduğu görülmektedir. ABD’nin, Obama’nın seçim öncesi verdiği söze bağlı olarak askeri gücünü Irak’tan çektiği ve bu ülkede sıkıntıların devam ettiği, Afganistan’dan askeri gücünü çekmek için ise elverişli bir ortam yaratmaya çalıştığı ve başkanlık seçiminin yaklaştığı bir ortamda, böyle bir desteği vermesinin şartlara bağlı ve gerçekleşmesinin güç olacağı düşünülmektedir.
    ABD’nin bu desteği ancak Obama’nın yeniden seçilmesinin mümkün olamayacağının anlaşılması halinde, seçimi kazanmasına imkân yaratmak için, müdahalede İsrail’e destek vermesi veya müdahaleyi İsrail’i dışarıda tutarak yapması düşünülebilir. Ancak böyle bir müdahalenin sonuçlarının da sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Arap Baharı olarak nitelendirilen hareketin henüz istikrara kavuşmadığı ve özellikle Suriye’deki durumun belirsiz olduğu bir ortamda, böyle bir müdahalenin en azından 2012 yılı içinde olamayacağı kıymetlendirilmektedir. Yapılacak bir müdahalede İran’ın reaksiyonunun, hem askeri hem de terör alanında bölgede yaratacağı tahribatın da hesaplanması gerekmektedir. Bir istisna, İsrail’in ABD’yi emrivaki altında bırakması olabilir.

    ***

    Türkiye’nin böyle bir müdahalede taraf olmaması önem arz etmektedir. Açık veya örtülü destek içinde olması da ileride telafisi mümkün olmayacak yaralar açılmasına neden olabilir. ABD ile İsrail’in ortak tatbikatında Malatya Kürecik’teki radarın denenmesi ve bu deneme için Türkiye’den izin alındığının belirtilmesi kaygı vericidir. Türkiye’nin bu konudaki hassasiyeti dikkate alması gerekir. Bu konu tırmandırılmadığı takdirde, radardan dolayı İran’ın Türkiye’ye karşı bir hareketi de beklenmemelidir. İran’ın böyle bir teşebbüsü, çatışmanın düzeyinin NATO’yu da içine alacak şekilde genişlemesine sebep olacaktır. Bu durum, Rusya ve Çin’i de içine alan bir kutuplaşmayı güçlendirir ve çatışmanın boyutları bir üçüncü dünya savaşına dahi sürüklenebilir.
    ataturkungencligehitabesi.com
    "Dünyada her millet icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır." Mustafa Kemal ATATÜRK

    Unutma ki,yüksekte yer tutanlar,aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
    Şeyh Edebalı

    "Ebu Cehillerin,Ebu Süfyanların ve Ebu Leheblerin kağıttan putlarını yıkacağım" Allahın izniyle...Mü'min Ayu

    Yazdıklarım şahsi fikrimdir,yatırım tavsiyesi olamaz.Başkalarının önerilerine göre yatırım kararı verirseniz zarar edebilirsiniz.

  3. #21675
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Mesajlar
    4.230
    Teşekkür Teşekkür 
    15.676
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    10.563
    Toplam Teşekkür
    3.668 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    “Küresel çöküşü engellemenin tek yolu büyümeyi durdurmak…”

    1970’li yılların başlarında bir grup genç bilim insanı, dünyamızı nasıl bir sonun beklediğini araştırmaya karar verdi.Bu amaçla 1900 yılından o güne kadar dünya nüfusunun artış hızını, doğal kaynak kullanımını ve sanayi üretiminin izlediği yolu baz alarak, gelecek ile ilgili büyüme senaryoları geliştirdi. Çalışmanın sonuçlarının toplandığı Limits to Growth isimli kitap, hızlı büyümeyi ani bir düşüş ve çöküşün izleyeceğini gösteriyordu. Bu sonuç, büyümenin sonsuza dek devam edebileceği yönündeki yerleşik görüşü yerle bir etti. “Hızlı tırmanış-ani çöküş kuramı” o dönemin kuşağından çok, günümüzün ekonomistlerini daha fazla ilgilendiriyor.
    Şimdi kitapta neler yazıldığına, aradan geçen 40 yılda bu öngörülerin ne kadarının gerçekleşmiş olduğuna bir göz atalım.
    Araştırma ekibinin yanıtlamaya kalkıştığı soru şuydu: Dünya nüfusu ve sanayisi hızla büyümeye devam ederse, ne olur?Büyüme sonsuza kadar devam edebilir mi, yoksa bir noktadan sonra bir sınıra dayanır mı? O dönemde büyümenin önünde herhangi bir sınırın olmadığına inanılıyordu -Bugün bile bazı ekonomistler aynı görüşte-. Küresel büyümenin bir sınırı olduğunu kabul edenlerin çoğu bile büyümenin bir noktadan sonra plato oluşturacağını düşünüyorlardı.
    Bu tahminlerin dayanak noktası ne spekülasyon ne de ideolojiydi; genç bilim insanları gelecekte neler olabileceğine ilişkin cesur varsayımlarda bulunmak için çeşitli araçlardan yararlanmışlardı.Bu araçlardan biri bilgisayar modeliydi. Ancak bu modelin ortaya çıkarttığı tablo herkesi şoke etti. Çünkü bırakın sınırsız büyümeyi, hızla doruk noktasına ulaşan büyüme, aynı hızla inişe geçiyordu. Başka bir deyişle sanayi üretimi, gıda üretimi ve nüfus doruğa çıktıktan sonra hızla dibe vuruyordu. Kısaca dünya uygarlığı çöküşle karşı karşıya idi.
    BÜYÜMENİN SINIRLARI
    Bilim ekibi bu çarpıcı sonuçları 1972 yılında Limits to Growth adı verilen ince bir kitapçıkta topladı. Kitap kısa zamanda çok satanlar listesinin ilk sıralarına oturdu. Ne var ki olumlu tepkiler kadar da bir dolu eleştiriye de hedef oldu. Örneğin Limits’in, 2000 yılında bir çöküş yaşanacağını söylediği bile iddia edildi. Oysa kitapta böyle bir öngörü yoktu.
    Öncelikle, 1970’li yıllardaki bilgisayarların bugün evlerimizdeki buzdolabından büyük, fakat bugünkü cep telefonlarından daha beceriksiz olduğu dönemlerde tasarlamış olduğu bir modelin niçin baz alındığına açıklık getirelim. Kuşkusuz bugün çok daha ileri modeller geliştirilebilir. Aslında Limits’in dayandığı, görece olarak çok basit bir model olan World3’ün güncelleştirilmesi gerekirdi. Bu konuda çok az çalışma yapılmış olmasını Cambridge’deki New England Complex Systems’in yöneticisi Yaneer Bar-Yam şöyle açıklıyor: “1972 yılından bu yana programlama ve bilim kapasitemizde meydana gelen devasa değişikliği düşünürsek, orijinal grubun yaptığı çalışmanın bu kadar az düzeltme ile hala kullanılıyor olması şaşırtıcı.”
    WORLD3 NİÇİN GELİŞTİRİLMEDİ?
    Bu düzeltmenin yapılmamış olmasının nedenlerinden biri kitabın yarattığı fikir ayrılıkları. “Araştırmacılar küresel model oluşturma konusunda isteklerini yitirmişlerdi” diye konuşan Ottawa’daki WhatIfTechnologies şirketinden Robert Hoffman, “Şimdi petrol tüketiminin zirve yaptığı, iklim değişikliğinin kendini açıkça belli ettiği ve konvansiyonel ekonomilerin iflas bayrağını çektiği şu günlerde, modelleme konusunda yeni bir uyanış söz konusu” diyor.
    Diğer neden ise modeller giderek devasa boyutlara ulaşırken, bazı sonuçları niçin doğurduğunu anlamanın zorlaşması ve bunların spesifik girdilere duyarlı olup olmadığını saptamanın olanaksızlığı. Bu güçlük, özellikle kompleks sistemlere özgüdür. Küresel sistemleri iyi tanıyan ve World3’ü kullanan Ontario’daki Waterloo Üniversitesi’nden Thomas Homer-Dixon, bu modelin kontrol altına alınamayan karmaşa ile aşırı basitlik arasında uzlaşı sağlayan en uygun model olduğunu düşünüyor. Fakat Bar-Yam’ın grubu ile Hoffman şimdi bunun daha iyisini yapmaya çalışıyorlar.
    World3, Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) geliştirilmişti. Ekip, 1900 ile 1972 arasında dünya nüfusu, sanayisi ve doğal kaynaklarına ilişkin bilinen tüm verileri kullanarak, bu parametrelerin birbirini nasıl etkilediğine ilişkin denklemler oluşturdu. Yeni verilere göre güncellenebilir varsayımlar üzerine oturtulan model, bir yüzyıl ötesi için yeni tahminler yapmak için projeksiyona tabi tutuldu.
    WORLD3’ÜN PROJEKSİYONU
    Ekonomik faaliyetlerinde bir değişiklik olmadığı varsayımından yola çıkan World 3, nüfus ve sanayinin ilk dönemlerde logaritmik olarak büyüyeceği öngörüsünde bulunuyordu. Ancak zaman içinde kaynaklar tükenmeye, çevre kirliliği kontrolden çıkmaya ve yiyecek kıtlığı baş gösterme başlayınca büyüme yavaşlayacaktı. Limits to Growth kitabının orijinal yazarlarından Norveç İdari Bilimler Okulu’ndan Jorgen Randers, “Kitap, insanların çevreye verdiği zararın sınırsız olarak devam edemeyeceğini, çünkü Dünya’nın fiziksel sınırlara sahip olduğunu söylüyor” diyor.
    Dahası, modelin her çalıştırılışında, nüfus ve sanayi bir kez zirveye ulaştıktan sonra o noktada hiç duraksamadan hızla inişe geçiyordu. Kitapta bu öngörü ile ilgili şu uyarılar yer alıyordu: “Dünya nüfusu, sanayileşmesi, çevre kirliliği, gıda üretimi ve kaynak tüketimi şimdiki büyüme trendini sürdürmesi durumunda, gezegenin üzerindeki büyüme gelecek 100 yıl içinde sınıra dayanacak. En büyük olasılık nüfus ve sanayi kapasitesinde ani ve kontrol edilemeyen bir düşüşün yaşanmasıdır.”
    NİÇİN ÇÖKÜŞ?
    Bu beklenmeyen sonuç bilim insanlarını şok etti. Dünya ekonomisi istikrarlı bir ilerleme kaydedeceğine niçin çökmek zorunda? World3’te çöküşün nedeni, sanayi, sağlık ve tarım gibi farklı küresel alt-sistemlerin arasındaki karmaşık etkileşimlere dayanıyordu. Örneğin daha fazla sanayi üretimi, tarım ve sağlığa daha fazla para aktarılabilmesi anlamına geliyor. Ancak bu aynı zamanda daha fazla çevre kirliliği anlamına da geldiği için sağlığın bozulmasına, tarım ürünlerinin azalmasına yol açıyor.
    Randers’a göre bütün bunlardan daha önemlisi, gerçek dünyada sınırlar fark edilinceye, kurumlar harekete geçinceye veya önlemler alınıncaya kadar gecikmelerin yaşanması. Bu geciken tepkiler World3’e de programlanmıştı. Modelde, dünya ekonomisinin çökmesinin nedeni, sanal insanların ekosistemler veya tarım arazileri gibi alt-sistemler zarar görmeden önce sorunları çözmek için harekete geçmemeleriydi. Bunun yerine aynı insanlar, model dünyanın kaldırabileceğinden fazlasını tüketmeye, çevreyi kirletmeye devam ediyorlardı. Sonuç, ekonomistleri terimi ile balon, Limits’in terimi ile ipleri elden kaçırmaktı. Tepki vermede yaşanan gecikmelerin yol açtığı sorunlar, çalışmanın temel bilimsel mesajıydı. Randers bu mesajı, çalışmayı eleştirenlerin de, beğenenlerin de anlamakta zorlandıklarını belirtiyor.
    Gözden kaçan bir diğer mesaj da bütün bu felaketlerden kaçınmanın mümkün olmasıydı. Yani insanoğlu bu felaketleri yaşamaya mahkûm değildi. İnsan popülasyonunun ve sanayisinin büyümesinin belirli bir noktadan sonra sınırlandırılmış olduğu model uygulamalarında, çöküş yerine, düz bir hat üzerinde istikrar oluşuyordu.
    Bu mesajları çok az insan gördü. Büyük çoğunluk kitabı her açıdan eleştiri bombardımanına tuttu. Bilim insanları Limits’i beğenmedi, çünkü acele eden yazarlar hakem kurullarından onay almadan bulgularını yayımlamıştı. Siyasi sağ, büyümenin tehlikelerini insanların gözüne soktuğu için; siyasi sol, çalışanların çıkarlarını gözetmediği için; Katolik kilisesi ise doğum kontrolünü önerdiği için kitaba ateş püskürüyordu.
    Kitaba en şiddetli eleştiri ekonomistlerden geldi. Ekonomistlere göre Limits, insanoğlunun geliştireceği teknolojik çözümleri dikkate almıyor, hatta küçümsüyordu. Örneğin doğal kaynaklar tükendikçe insanlar yeni alternatif kaynaklarla enerji gereksinimlerini karşılayabilirdi.
    Oysa Limits her türlü koşulu test etti. Başka bir deyişle programın her çalıştırılışında parametrelerden biri değiştirilerek, büyüme üzerindeki etkisi araştırıldı. World3’ün bazı versiyonlarına çevre kirliliği yaratmayan, sınırsız nükleer enerji kaynağı yüklendi. Yine sonuç değişmedi; sanayi kirliliği belirli bir noktayı geçince toplum çöktü. Aynı programa bir sonraki seferde dört kez azaltılmış çevre kirliliği girildi. Bu kez de toplum çöktü. Nedeni işlenecek tarım arazisi kalmamasıydı. Bunu çürütmek için bu sefer tarım rekoltesini yükselttiler, doğum kontrolünü daha sıkı tuttular. Yine sonuç değişmedi, çünkü toprak erozyonu ve çevre kirliliği işi bozdu.
    Kısaca bilim adamları, doğal kaynaklarının tükenmemesi ve çevre kirliliğinin oluşmaması için her türlü olasılığı denediler. Her seferinde büyüme süresi biraz daha uzadı, ama sonunda çöküntüden kaçılamadı. Yalnızca popülasyon ve sanayi sınırlandırıldığı ve olası tüm teknolojik çözümler devreye sokulduğu zaman, çökme yaşanmadı; büyüme yatay fakat istikrarlı bir hat üzerinden yoluna devam etti.
    ÇÖKÜŞ KAÇINILMAZ MI?
    World3’ün kırılma noktası çöküşün er veya geç yaşanmasıydı. Avustralya’daki CSIRO Ecosystem Science Labratuvarları’nden Graham Turner, “Hemen hemen tüm parametrelerde büyük değişiklikler yapmamıza karşın çöküşün önüne geçemedik” diye konuşuyor.
    Bütün bu çalışmalar teknolojik çözümlerin her derde deva olacağına inananları ikna etmeye yetmedi. Limits bu nedenle bilimsel çevrelerde dikkate alınmamaya başladı. Floransa Üniversitesi’nden Ugo Bardi bunun nedenlerini şöyle açıklıyor: “Limits’e karşı çıkmak bilim dünyasında moda haline geldi. İklim değişikliğine karşı medyanın yürüttüğü kampanyaların aynısı bu modele karşı da yürütüldü.”
    Limits, son yıllarda yeniden popüler olmaya başladı Örneğin 2008 yılında Turner gerçek büyüme rakamları ile Limits’teki senaryo rakamlarını karşılaştırdı. Sonuçta World3’ün standart çalışmasındaki rakamlarla, gerçeğin birbirine çok yakın bir yol tutturduğunu ortaya çıkarttı.
    Peki bu ne anlama geliyor? Yakında endüstriyel bir çöküş ve popülasyonda dramatik bir düşüş mü yaşayacağız? Turner’ın grafiğine bir göz atarsak daha çöküş evresine gelmedik; bu yüzyılın sonlarına doğru bu evreye gireceğiz.
    Bar-Yam ise büyümenin izlediği trende dikkat çekiyor. Önce düz bir hat izleyen büyüme belirli bir noktadan sonra logaritmik bir nitelik kazanarak hızla göğe yükseliyor. World3’ün üzerinden 40 yıl geçmesine karşın, bugün lineer büyüme evresinde mi yoksa logaritmik büyüme evresinde mi olduğumuzu bilemiyoruz.
    POPÜLASYON FAKTÖRÜ
    Şu anda bilinen tek şey geleceğin tek bir konuda standart versiyondan farklı olacağı. Bar-Yam’a göre dünya popülasyonu standart versiyondakinden daha yavaş büyüyor. Limits’te doğum oranlarının zenginlik arttıkça düşeceği varsayılıyordu. Gerçekte bu düşüş kitaptakinden daha hızlı. Bar-Yam, gerçek nüfus artış hızının modeldekinden daha düşük olmasını şöyle açıklıyor: “Kitap 1970’lerdeki doğum kontrolünün sıkı tutulması kampanyasında etkili olmuş gibi duruyor. Eğer öyle ise çok olumlu bir rol oynamış demektir. Böylece bize zaman kazandırmış oldu. Dolayısıyla Limits’i insanlık tarihinin en önemli çalışmalarından biri olarak değerlendirebiliriz.”
    40 YIL SONRA
    Limits’in üzerinden 40 yıl geçmesine karşın kitapta yazıların doğru olup olmadığı henüz bilinmiyor. Yanlış olup olmadığı da bilinmiyor. Model nüfus konusunda ne kadar kötümserse, çevre kirliliğinin gelecekteki etkileri konusunda da o kadar iyimser. Ancak bugün iklim değişikliğini tetikleyen çevre kirliliğinin varsayılandan daha kötü sonuçlar doğurabileceği biliniyor; ne var ki bunun etkisi yüzyıllar sonra görülebilir.
    Randers bu arada The Next Forty Years (Bir sonraki 40 Yıl) adını verdiği bir kitap üzerinde çalışıyor. Kitapta sınırlara dayandığımızda neler olacağı hakkında öngörüler yer alıyor.
    Homer-Dixon ise çöküşten bizi ancak bir mucizenin kurtarabileceğine inanıyor. Bu mucize, yeni icatlar olabilir. İnsanoğlunun ne tür bir teknolojik yenilik yaratacağını bugünden tahmin etmenin zorluklarına dikkat çeken Homer-Dixon, “Eğer büyüme bu hızda devam ederse, insanoğlu yaratıcı gücünü sınırsız ve artan hızlarda çözüm üretmekte kullanmalıdır” diyor.
    Bar-Yam’ın önerisi şu: “Gelecekte büyük bir çöküşe mahkûm olduğumuzu kabullenmek veya teknolojinin bizi kurtarmasını beklemek yerine, geleceği daha ayrıntılı bir şekilde kurgulamalıyız Daha iyi modellere ihtiyacımız var. World3’ün ortaya attığı bilimsel temellerin sorgulanması gerektiğine inanıyorsanız, bunun yanıtı daha fazla bilimdir. Başka bir deyişle küresel dinamikleri daha iyi anlamamız gerekiyor.”
    Bu bilginin yalnızca kuramda kalmaması, uygulanması da gereklidirr. Limits’in insanoğluna ilettiği en önemli mesaj şu: Büyümenin yarattığı sorunlar görmezden gelindikçe, çözümü de zorlaşacaktır. Atmosfere CO2 salmaya devam ettiğimiz sürece bu dersi daha öğrenmediğimiz anlaşılıyor.
    Türkçesi: Reyhan Oksay
    Kaynak: New Scientist, 7 Ocak 2012
    http://www.hakimiyetimilliye.org/kur...durdurmak.html

    Bu sistem çökmüşte duruyor...

    Sistemi oluşturan girdiler..emek-toprak,sermaye (Finans)...

    Emek (insan),toprakta doğduğu yerde,toprağında ürettikleriyle hayatını idame ettiremedikçe,toprağını satıyor ve göç ediyor.

    Emek de,toprakta finansın kucağına düşüyor.Finans en kolay üretilen meta (boyalı kağıt) bunları global çete yönetimlere ve merkez bankalarına baskı kurarak daha fazla üretim,yani daha fazla para arzı sağlıyorlar...

    Bu durum üretim artışı ve istihdam yaratamıyor ve daha fazlası isteniyor...LİKİDİTE TUZAĞI...

    Bu karşılıksız boyalı kağıtla,daha kaliteli emeği daha ucuza ve daha fazla toprak alıyorlar...SÖMÜRÜ DÜZENİ..VAHŞİ KAPİTALİZM...

    YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ,ADİL İNSANCA BİR DÜZEN KURULUR ....
    ataturkungencligehitabesi.com
    "Dünyada her millet icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır." Mustafa Kemal ATATÜRK

    Unutma ki,yüksekte yer tutanlar,aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
    Şeyh Edebalı

    "Ebu Cehillerin,Ebu Süfyanların ve Ebu Leheblerin kağıttan putlarını yıkacağım" Allahın izniyle...Mü'min Ayu

    Yazdıklarım şahsi fikrimdir,yatırım tavsiyesi olamaz.Başkalarının önerilerine göre yatırım kararı verirseniz zarar edebilirsiniz.

  4. #21676
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Mesajlar
    4.230
    Teşekkür Teşekkür 
    15.676
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    10.563
    Toplam Teşekkür
    3.668 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart



    TOOOOMMMM.............
    ataturkungencligehitabesi.com
    "Dünyada her millet icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır." Mustafa Kemal ATATÜRK

    Unutma ki,yüksekte yer tutanlar,aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
    Şeyh Edebalı

    "Ebu Cehillerin,Ebu Süfyanların ve Ebu Leheblerin kağıttan putlarını yıkacağım" Allahın izniyle...Mü'min Ayu

    Yazdıklarım şahsi fikrimdir,yatırım tavsiyesi olamaz.Başkalarının önerilerine göre yatırım kararı verirseniz zarar edebilirsiniz.

  5. 1 kullanıcı EMEKDAR tarafından yazılan yazıyı faydalı buldu


  6. #21677
    Üyelik tarihi
    Sep 2010
    Mesajlar
    984
    Teşekkür Teşekkür 
    1.514
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    1.981
    Toplam Teşekkür
    832 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    Alıntı Astatin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    tesbşh versek..sallardın
    Artık kimseden tesbih istemene gerek kalmadı Asti patron

    Tıkla indir tesbihi çekerken de beni hatırla...
    Alias formasyon avcısı

  7. #21678
    Üyelik tarihi
    Feb 2009
    Yer
    VOB Street
    Mesajlar
    7.643
    Teşekkür Teşekkür 
    13.992
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    18.454
    Toplam Teşekkür
    7.124 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    Selam,

    Tespihçi aranıyor? Short RH- tespihe ihtiyaç var...

    Müracaat :vobjektif seans odası...
    En az 3 HİSSE...

  8. #21679
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Yer
    Shadizar
    Yaş
    95
    Mesajlar
    39.638
    Teşekkür Teşekkür 
    36.921
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    93.341
    Toplam Teşekkür
    33.405 Yazısı Teşekkür aldı

  9. #21680
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Yer
    Shadizar
    Yaş
    95
    Mesajlar
    39.638
    Teşekkür Teşekkür 
    36.921
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    93.341
    Toplam Teşekkür
    33.405 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    BES leri 1.76 civarından USD tahvil ağırlıuğa çevirmiştim hacıex... bi el atta ransın lebron
    Ekli Küçük Resimler Ekli Küçük Resimler Resmi gerçek boyutunda görmek için tıklayın.

Resmin ismi:  olala.jpg
Görüntüleme: 232
Büyüklüğü:  14.8 KB (Kilobyte)
ID:	6187  
    BANGA mühim

  10. 1 kullanıcı Astatin tarafından yazılan yazıyı faydalı buldu


  11. #21681
    Üyelik tarihi
    Feb 2009
    Yer
    VOB Street
    Mesajlar
    7.643
    Teşekkür Teşekkür 
    13.992
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    18.454
    Toplam Teşekkür
    7.124 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    Alıntı Astatin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    BES leri 1.76 civarından USD tahvil ağırlıuğa çevirmiştim hacıex... bi el atta ransın lebron
    Çift tepe, çift dip olayı diyorsun??. Vay arkadaş.. Çifte kavrumuş isteriz..
    En az 3 HİSSE...

  12. 1 kullanıcı excali tarafından yazılan yazıyı faydalı buldu


  13. #21682
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Yer
    Shadizar
    Yaş
    95
    Mesajlar
    39.638
    Teşekkür Teşekkür 
    36.921
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    93.341
    Toplam Teşekkür
    33.405 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    desbih?
    BANGA mühim

  14. 1 kullanıcı Astatin tarafından yazılan yazıyı faydalı buldu


  15. #21683
    Üyelik tarihi
    Feb 2009
    Yer
    VOB Street
    Mesajlar
    7.643
    Teşekkür Teşekkür 
    13.992
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    18.454
    Toplam Teşekkür
    7.124 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    Alıntı Astatin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    desbih?

    En az 3 HİSSE...

  16. 1 kullanıcı excali tarafından yazılan yazıyı faydalı buldu


  17. #21684
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Yer
    Shadizar
    Yaş
    95
    Mesajlar
    39.638
    Teşekkür Teşekkür 
    36.921
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    93.341
    Toplam Teşekkür
    33.405 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    bugün bi 72000 vob30 ve 1.775 tolar görsek eyi olacaydı...hem bötföyümüz hem de emekliliğimiz bayrem ederdi..
    BANGA mühim

  18. 1 kullanıcı Astatin tarafından yazılan yazıyı faydalı buldu


Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 konuk)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •