Japonyadaki nükleer santrallerin deprem sonrası durumu, Almanyanın 80 öncesi santralleri kapatma kararı derken bizde yapılması planlanan nükleer santral hakkında forumdaşlar ne düşünüyor..
Japonyadaki nükleer santrallerin deprem sonrası durumu, Almanyanın 80 öncesi santralleri kapatma kararı derken bizde yapılması planlanan nükleer santral hakkında forumdaşlar ne düşünüyor..
** Savaşa başlarken ve masaya otururken her ihtimali göz önüne al!.. Ve kendini en kötü duruma hazırla!
Hun İmparatoru ATİLLA
Bu sabaha kadar sorsaydın evet derdim.
Ben Pala'ya inanmıyorum ama o bana inanıyor...
1982-1984 yılları arasında yüksek lisansını Nükleer Mühendislik konusunda yapmış bir kişi olarak,açıkça söylemeliyim ki,her türlü reaktör güvenliği ön planda tutularak,Türkiye, Nükleer Teknoloji'ye girmelidir ve hatta çok geç kalmıştır.
Nükleer Teknoloji; toplumun can güvenliği konusundaki kaygılarının sınandığı bir alan olarak medyada yer bulmakta,halbuki,sadece enerji üretimi değil,sınai ,tıbbi uygulamalar ve savunma sanayiine dönük kazanımları olan bir sektördür,ayrıca nükleer lige girmiş bir devletin dış politika ve caydırıcı gücünü arttırması açısından elzemdir.
Şu anda dünyada güvenlik kavramı nerdeyse teknoloji ile eş anlamlı hale gelmiştir,böyle bir ortamda yüksek teknolojiyi reddetmek,toplumun can güvenliğini uzun vadede tehlikeye sokmak demektir...
Savaş gemisi kötümüdür,ya da uçağı...değildir,şu anda Türkiye tamamen yerli kendi korvetlerini MİLGEM projesi ile yapıyor,yakında bence uçak gemisini de yapması lazım,Akdeniz'de seyir halinde bir türk uçak gemisi ve yanında 3 firkateyn ve 3 korvet ile 1 denizaltıdan oluşan bir filo düşünün,buna ihtiyacımız var...
Türkiye'nin nükleer reaktöre de ,uçak gemisine de,yerli yapım denizaltıya da,yerli yapım ağır bombardıman uçağına da ihtiyacı var...
büyük düşünmek gerekiyor...
Burada yazdıklarım kişisel görüşlerimdir.
AL - SAT Tavsiyesi değildir.
Yatırım Danışmanlığı kapsamında değildir.
Ben de zaten ,pek bişi bilmem..
Bilip bilmediğimi bile bilmiyorum..
O kadar yani,..
Üzülmeyeyim,di mi?
[quote=saraylı;344334]1982-1984 yılları arasında yüksek lisansını Nükleer Mühendislik konusunda yapmış bir kişi olarak,açıkça söylemeliyim ki,her türlü reaktör güvenliği ön planda tutularak,Türkiye, Nükleer Teknoloji'ye girmelidir ve hatta çok geç kalmıştır.
Nükleer Teknoloji; toplumun can güvenliği konusundaki kaygılarının sınandığı bir alan olarak medyada yer bulmakta,halbuki,sadece enerji üretimi değil,sınai ,tıbbi uygulamalar ve savunma sanayiine dönük kazanımları olan bir sektördür,ayrıca nükleer lige girmiş bir devletin dış politika ve caydırıcı gücünü arttırması açısından elzemdir.
Şu anda dünyada güvenlik kavramı nerdeyse teknoloji ile eş anlamlı hale gelmiştir,böyle bir ortamda yüksek teknolojiyi reddetmek,toplumun can güvenliğini uzun vadede tehlikeye sokmak demektir...
Savaş gemisi kötümüdür,ya da uçağı...değildir,şu anda Türkiye tamamen yerli kendi korvetlerini MİLGEM projesi ile yapıyor,yakında bence uçak gemisini de yapması lazım,Akdeniz'de seyir halinde bir türk uçak gemisi ve yanında 3 firkateyn ve 3 korvet ile 1 denizaltıdan oluşan bir filo düşünün,buna ihtiyacımız var...
Türkiye'nin nükleer reaktöre de ,uçak gemisine de,yerli yapım denizaltıya da,yerli yapım ağır bombardıman uçağına da ihtiyacı var...
büyük düşünmek gerekiyor...
96/98 yılları arasında almanyada genetik yüksek lisansı yapmış biri olarak diyorumki......en küçük bir sızıntının dahi gen kombinasyonunu değiştireceği ve geri dönülmez mutasyonlara sebep olacağını bildiriyorum.illaki enerji elde etmek istiyorsak altını çizerek söylüyorum. doğaya hiçbir zararı olmayan rüzgar enerjisi kullanılabilir.rüzgar panellerinin tek ihtiyacı yılda birkaç teneke gres yağı.
Türkiye’nin karasal alanlarında rüzgar potansiyeli, 400 milyar kwh/yıl .bu ege,akdeniz ve karadeniz bölgeleri.
Diger santrallere göre daha kısa sürede kurulabilir (4-5 ay). Bu da çevreye daha az
zarar vermektedir. Örnegin Nükleer Santraller ortalama 7 yıl, Hidroelektrik Santraller 2–10 yıl, Dogal Gaz Santralleri 1,5 yıl.
Son olarak çıkardığı ses sadece 43 dB inanın. ofis içerisindeki sesten daha az.Bilmiyorum hiç hidroelektrik santralini gezen varmı.
Kesinlikle zamanın gerisinde kalmamak gerekir.
JAponya gibi teknolojik olarak bizden 50 yıl önde olan bir devlet bile günlerdir radyasyon tehlikesini önleyemiyor ve şuanda yeni gelen haberlere göre 4 nolu reaktörden alevler çıkmaya başlamış. Bunları göre göre hala Türkiye'ye nükleer santral istemeyi de anlamıyorum, kusura bakmayın...
Uçak gemisine de ihtiyacımız yok, ağır bombarduman uçaklarına da... Bunlar saldırı silahlarıdır, savunma değil. Türk ordusunun kuruluş amacı saldırı değil savunmadır hatırlatırım... Paramız çoksa daha hayırlı işlere harcayalım, insan hayatına kastetmeye değil Türk malı otomobil, bilgisayar, cep telefonu ne bileyim insanlığın yararına ne varsa onu üretelim. Savunma amaçlı silahlarımızı da biz üretelim, ülkemizi savunma yönünden ABD, İsrail, Rusya gibi ülkelerin hegomanyasına bırakmayalım tabiki... Ancak biz ABD değiliz, bizim gidip de şu ülkeyi bombalayalım gibi bir düşüncemiz, ya da insan hakkını para için kar için hiçe sayan nükleer santrallare ihtiyacımız olmamalıdır.
Konu para olduğunda herkesin dini aynıdır.
Voltaire
Rüzgar enerjisi iyidir,güzeldir,ama bundaki gelişmeler nükleer olayına engel değildir ki..
Türk milleti Osmanlı'nın duraklama devrinden beri savunma savaşı yapıyor,ta ki Büyük Taarruz' a kadar..nitekim Mustafa Kemal bunu" siz sadece düşmanı yenmekle kalmadınız,aynı zamanda milletin makus talihini de yendiniz" diyerek bu önemli dönüm noktasını belirtmiştir...bazen savunma ile saldırı arasındaki fark gayet incedir,ve saldırmak zorunda da kalabilirsiniz,nitekim Savunma adı zerafeten konmuş bir isimdir,esas isim" savaş" tır..
Savaş ta barış gibi varoluşun değişmez yanıdır,sevgi ve şiddet olduğu müddetçe ikisi de devam eder...
Japonya savaş mağlubu bir ülke,anlaşma gereği sadece savunmaya yönelik 110000 kişiden fazla bir orduyu besleyemiyor..büyük bir ekonomiyi zayıf bir orduyla yönetirseniz başka dengesizlikler meydana çıkmakta...
Ne kadar barışsever olsak ta dünya olalı beri bazı meseleler savaşla çözülür,savaş olmazsa barış ta olmaz,herşey zıddıyla kaimdir...
Bir de dünyadaki oluşumların bu coğrafyadaki Türkiye'ye yüklediği vazifeler var,bazen olaylar üzerinize gelir,bu kişisel düzeyde de böyledir,kaçamazsınız,isteseniz de...
Bir de tabi ne söylesek boş,ok yaydan fırlamış ,olacak olan olacaktır...
Burada yazdıklarım kişisel görüşlerimdir.
AL - SAT Tavsiyesi değildir.
Yatırım Danışmanlığı kapsamında değildir.
Ben de zaten ,pek bişi bilmem..
Bilip bilmediğimi bile bilmiyorum..
O kadar yani,..
Üzülmeyeyim,di mi?
Türkiye'de yeni yapılmasında, tüm çevremizde var, üstelik hurdaya çıkması gereken eski nükleer santrallar çalışıyor...
Tüm dünya eskileri kapatıp yeni yapmazsa bizdede yapılmasın...
Fakat Rusya bize petrol ve gaz satacak, kendisi nükleer santral yapacak, biz yapmayacağız...
Trafik kazasındada çok insan ölüyor, nüklere karşı olanlar 1 hafta arabaya binmesinde sonra karar versin...
İnsanlar geleceği bilemez, düşündüğünü veya duyduğunu değil gördüğünü trade et, terse giderse stop yap.
---------------
Burada yer alan bilgi ve yorum yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, hele al-sat tavsiyesi hiç değildir.
katılıyorum arkadaşaa.. etrafımızda ermenistan ve bulgaristan da dahil 20-30-40 yıl neyse önceki teknoloji ile yapılmış olan santraller zaten var.. nükleer tehlike diyorsanız zaten tehdit altındayız..ama onlar nimetlerinden yararlanırken biz neden riskine katlanalım...? yeni teknoloji ve büyük güvenlik önlemleri ile Türkiyenin de yararlanması taraftarıyım..ayrıca bu teknoloji büyük savaş gemilerinin de çalışması için gerekli olan bir teknoloji...
Başka bir topikten selçuklu gral analizi (en alttaki sırıtmalar analize dahil değil yalnız..bana ait..hak geçmesin)
"abi konu kısaca .. neden graşka olmuyor .... "
BANGA mühim
---------------------------------------------------------------------------------
Bir ülkenin, savunma (ya da saldırı), güvenlik, enerji v.b. yatırımları o ülkenin hem ekonomik gücüyle hem de hedefleri ile uyumlu olmalı (fi tarihinde bir bakanımızın kişisel icraatları ile imzaladığı anlaşmalar sonucu, hiç ihtiyacımız olmayacak miktardaki doğalgazın parasını hala hem Rusya ya hem de İran a ödediğimizi biliyorsunuzudr).... Amma velakin kamu güvenliği ve sağlığı birinci öncelik olmalı..
--------------------------------------------------------------------------------
Bu vesileyle, çok kıymetli Saraylı patronun tespitlerinin bazılarına katılmıyorum. Bence büyük düşünmek tek başına iyi bir şey değildir, önemli olan ne düşünüldüğüdür. Örneğin 1 inci "deccal" Napolyon ve 2nci deccal "Hitler" de büyük düşünüyordu. Teknoloji ile güvenlik arasındaki ilişki doğrudur amma velakin Nükleer ile teknoloji arasındaki ilişki bence o kadar da doğru değildir. Yani teknolojiden faydalanmak ille de nükleri kullanmak demek değildir. Diğer yandan bence Uçak Gemisi Türkiye için gereksiz bir yatırımdır. Eski DKK na soruyorlardı neden bizim Uçak Gemimiz yok diye..O da yanıt olarak "Türk yıldızları" (gösteri uçak filosu) varya..demişti tebessüm ederek. AYrıca uçak gemisi dediğinizde yanında onu koruyacak bir deniz ve hava filosu da bulundurmanız gerekir demişti. Ayrıca soruyu sorana da; örneğin ne işimize yarayacak bu uçak gemisi göstrişten başka demişti...Yani Türkiye'nin hangi "uzak" çıkarı var ki bunun için bir uçak gemisi besleyecek v.b. Bugün için böyle, gelecekde ne olacağı belli olmaz.
-----------------------------------------------------------------------------
Pek kıymetli Hilmi patronun "komşularda varsa bende de olmalı" tespiti kısmen doğrudur. Yani nükleer enerji, ülkelerin tek tek çözebileceği-kurtulabileceği bir konu değil. Tüm Dünya ortak politika belirlemeli, belirleyemiyorsa da küresel muhalefet örgütlenmeli bu konuda v.b. Ayrıca araba örneği de bence doğru bir örnek değil. Teknoloji=Nükleer denklemine dayanıyor. Bu şekilde sorulursa karşı tarafın da, "radyoaktif yakıt kullanan araca binmek istermiydin" gibi bir soru sorma hakkı olur.
---------------------------------------------------------------------------
Sonuç: Evde patlayınca en fazla 1-2 kişiyi öldürebilecek veya kaza yapınca sürücüsüne zarar verecek türden bir şeyden bahsetmiyoruz. Nükleer enerjiyi sevin yada sevmeyin, kaçınamayacağınız ve çoğrafi olarak lokal ve sadece olayın olduğu anda oralarda bulunanları etkileyecek bir şeyden bahsetmiyoruz...Kaçma şansınızın olmayacağı, sadece bugün yaşayanları değil, doğmamış çocukların genlerini etkileyecek bir riski almaktan bahsediyoruz... E ama küçük risk mi? Değil. Bu 10 koyup 50 kazanma ihtimaline karşı 5 kaybetmeyi göze almak gibi bir şey değil... 10 koyup yok olmak gibi bir risk..
-------------------------------------------------------------------------------
ara çözümler bulalım..ille de yapılacaksa tüm dünya ortak olarak kutuplara yapsın..ülkeler yatırımına katıldıkları oranda enerji alma hakkına sahip olsunlar...hehehehe..hem böylece bir kaza durumunda reaktörü soğutma problemi olmaz..hehehe.. bir de malum kablosuz enerji transferi çalışmaları var...o zaman Ay a bile yapılabilir....hehe..sonuç: teknolojinin daha sağlıklı çözümler bulmasını bekleyelim
hörmetlerimle
BANGA mühim
asti,
Yukardaki yazının hiç katılamayacağım bölümü:çok kıymetli saraylı patron ifadesi...
kendimde bir kıymet ya da kıymetsizlik görmüyorum.....teveccüh göstermişsiniz....
Napolyon ile Hitler'in kötü adam olduğunu kim dedi?o zaman Büyük İskender ile Muhteşem Süleyman' a da mı deccal diyelim?Neyse ileri gidip ben de 3.deccal seçilmeyeyim..
Nükleer güçle çalışan uçak gemisi yerine,yelkenli bir uçak gemisi yapılır,hem saldırı yerine savunma süsü verilmiş olur,hem de toplumun nostalji duyguları kabarır,tek sorun direk ve yelken donanımı uçak iniş kalkışını engeller mi?hııı?
Roller vardır,insanlara ve devletlere verilir,bundan kaçış yoktur,farklı düşünceler de bunu önlemez,yukarda anlatmaya çalıştığım bu fikriyat idi...
Burada yazdıklarım kişisel görüşlerimdir.
AL - SAT Tavsiyesi değildir.
Yatırım Danışmanlığı kapsamında değildir.
Ben de zaten ,pek bişi bilmem..
Bilip bilmediğimi bile bilmiyorum..
O kadar yani,..
Üzülmeyeyim,di mi?
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)
Yer imleri