Sayfa 43/45 İlkİlk ... 334142434445 SonSon
529 sonuçtan 505 ile 516 arası

Konu: Aklına ne gelirse...

  1. #505
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Yer
    istanbul
    Yaş
    43
    Mesajlar
    7.391
    Teşekkür Teşekkür 
    8.177
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    14.670
    Toplam Teşekkür
    5.355 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    Nedim Şener ve Ruşen Çakır içeri alınırsa şaşırmamak lazım demekki
    Konu para olduğunda herkesin dini aynıdır.

    Voltaire

  2. The Following 2 Users Say Thank You to enorton For This Useful Post:


  3. #506
    Üyelik tarihi
    Dec 2008
    Mesajlar
    1.046
    Teşekkür Teşekkür 
    4.342
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    3.905
    Toplam Teşekkür
    903 Yazısı Teşekkür aldı

  4. The Following 3 Users Say Thank You to sovalye For This Useful Post:


  5. #507
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Yer
    istanbul
    Yaş
    43
    Mesajlar
    7.391
    Teşekkür Teşekkür 
    8.177
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    14.670
    Toplam Teşekkür
    5.355 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    Alıntı sovalye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sözün bittiği yer, ne desem boş
    Konu para olduğunda herkesin dini aynıdır.

    Voltaire

  6. The Following 3 Users Say Thank You to enorton For This Useful Post:


  7. #508
    Üyelik tarihi
    Dec 2008
    Mesajlar
    1.046
    Teşekkür Teşekkür 
    4.342
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    3.905
    Toplam Teşekkür
    903 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    Alıntı enorton Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sözün bittiği yer, ne desem boş

    cüneyt özdemirin sitesinde haftanın en çok okunan haberi ama nedense ana haber bültenlerinde bu konuyu yıllardır örtbas ediyorlar. saklıyorlar...
    3,5
    3,5
    hepsi...

  8. The Following 2 Users Say Thank You to sovalye For This Useful Post:


  9. #509
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Yer
    Shadizar
    Yaş
    94
    Mesajlar
    39.638
    Teşekkür Teşekkür 
    36.921
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    93.341
    Toplam Teşekkür
    33.405 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    Demokratikleşmeye hızla devam saygıdeğer arkadaşlar...

    'Bakanlık bazı adayları çekilmesi için tehdit etti'
    Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhangazi Ertekin'den HSYK seçimi bombaları...

    Kemal Göktaş




    Anayasa referandumunda evet için çalışan derneklerden Demokrat Yargı’nın Eşbaşkanı Orhangazi Ertekin, HSYK seçimi nedeniyle Adalet Bakanlığı’na ağır suçlamalar yöneltti. Cemaatler ve hükümet yanlısı avukatların hakim ve savcıları etkilemeye çalıştığını ileri süren Ertekin “Yaklaşık 2 bin kişi sahada bakanlık için çalıyor” dedi.

    Anayasa değişikliği doğrultusunda hakim ve savcılar bugün HSYK üyeliği seçimi için sandık başına giderken referandumda “Evet” yönünde kampanya yürüten Demokrat Yargı Derneği’nden sürpriz bir çıkış geldi. Referanduma kadar AKP’nin yargı politikalarına büyük ölçüde destek veren Demokrat Yargı Derneği’nin Eşbaşkanı ve Beypazarı hakimi Orhangazi Ertekin, Adalet Bakanlığı’nın kendi bürokratlarının da içinde olduğu listeyi seçtirmek için 2 bin kişiyle sahada çalışma yürüttüğünü ve hakim savcılar üzerinde baskı kurduğunu söyledi. Ertekin, bakanlığın listesinin seçimi 10-0 kazanma ihtimali olduğunu belirterek “Bu onların pirus zaferi olacak. Kazandıkları gün kaybedecekler” dedi. Ertekin, bakanlığın bazı adayları çekilmeleri için tehdit ettiği, bazı hakim ve savcılara ise çeşitli vaatlerde bulunduğunu iddia etti. Ertekin, seçim sürecinde yaşananlara ilişkin iddialarını VATAN’a şöyle açıkladı:
    DEĞİŞİKLİĞİN RUHUNA AYKIRI: Adalet Bakanlığı bürokratlarının adaylığı meselesini yargı bağımsızlığı açısından yargı geleceği açısından problem yapan bizdik. Bunu bildiri yayınlayarak da duyurduk. YARSAV’ın da bizi destekleceğini umuyorduk ama YARSAV hazırladığı listeyle Adalet Bakanlığı’na muhalefetin unsurlarını terk etti. Çünkü kendisi de bürokrat aday gösterdi. Bakanlık ile YARSAV benzer uslupla seçim sürecini örgütlediler. Her ikisi de liste dayattılar. Bürokratların bu süreçte Anayasa değişikliğinin ruhu gereği aday olmamaları gerekir. Türkiye sınırları dışına çıkarsanız bürokratların hakim sayılmasını açıklayamazsınız. Hem hakim hem bürokrat olması ancak Türkiye’de olur. Hakim-savcıyı, hakim-savcı yapan mahkeme kürsüsüdür. Türkiye’de bürokratlar hakim olarak sayılıyor hukuken. Ama siyaseten hakimlerle bürokratlar arasında mesafe olduğu fark edilmiyor.

    BAKANLIĞIN ÖNÜ AÇILDI: HSYK süreci Adalet Bakanlığı’nın kendi hiyerarşisinin iş gördüğü kulis yaptığı bir ortam oluşturdu. Bir yandan YSK propaganda yasağı koydu, bu yasak etki gösterdi ve adaylar suskunlaştı. Buna karşılık bu yasak bakanlık listesine hiçbir etki göstermedi. Çünkü bakanlık listesi kulislerle iş görüyordu. Geleneksel olarak makine gibi çalışan bürokrasinin çok işine geldi bu yasak. Onlar işlerini komisyonlarla, başsavcılarla yürüttüler. Yukardan aldıkları her kararı aşağı doğru ilettiler.

    TEHDİT, TEKLİF VE VAATLER: Şu anda bini yargı içinden toplam 2 bin kişi etrafa yayılmış durumdalar. Komisyon başkanları, başsavcılar, tetkik hakimler, müfettişler bakanlık bürokratlarının adaylığı için çalışıyor. Buna cemaatler, hükümet yanlısı avukatlar da eklenmeli. Şu an sahada tabandaki her tür eğilimi yönetmeye çalışıyorlar. Bunlar muhafazakar tabandakilerin aday olmalarını engellediler. ‘Vebal altında kalırsınız, bölen olmayın, YARSAV gelecek’ diye korkutuyorlar. Bunun yanı sıra kimilerini de ‘Seni başsavcı, komisyon başkanı yaparız, lojman veririz, tayinini yaparız’ diyerek etkiliyorlar. Üstü kapalı tehditler ileri sürüyorlar.

    BOĞMAYA ÇALIŞIYOR: 12 Eylül’deki halkoylamasına kadar sivilleşme, demokratikleşme diyen adamlar şimdi bürokratları eliyle bu sivilleşme ve demokratikleşme adımlarını boğmaya çalışıyorlar. Ve bu yaklaşık 2 aydır devam ediyor. Ne yazık ki bu kamuoyuna duyurulmadı, basında da yer almadı.

    DİKTAYA KARŞI DEĞİLLER: Bursa’daki üyelerimiz bakanlık bürokratlarının adaylığını destekledikleri için ayrıldı. Bir yönetim kurulu üyemiz onlar ayrılmadan önce yaptığımız bir toplantıda “Bizim derdiniz diktaydı. O yüzden Anayasa değişikliğine ‘Evet’ dedik. Kimin diktası olduğu önemli değil. Ama siz ‘Kemalist dikta’ derken diktaya değil, Kemalizm’e karşı mücadele ediyormuşsunuz” dedi. O yönetim kurulu üyemiz bunu dedikten sonra bunlar ayrılıp gittiler.

    RAPOR YAZACAĞIM: Bu sürece etki eden tek bir cemaat yok. Cemaatler var. Ben kiminle ne görüşme yaptıysam hepsini yazacağım raporda belirteceğim. Bu süreçte YARSAV’la ve hatta HSYK adayı Müsteşar Yardımcısı İbrahim Okur’la bile görüştüm. Planlarını, projelerini biliyorum.

    “YÜZLERCE KİŞİNİN KATILDIĞI YEMEKLER DÜZENLENİYOR”

    Demokrat Yargı Genel Sekreteri Kemal Şahin de Bakanlığın gayri resmi listesinin adliyede herkesin elinde olduğunu belirterek “Bugün birçok yerde yargı camiası şunu biliyor ki, Adana, Mersin, Antalya, Bursa,gibi şehirlerde yüzlerce hakim savcının katıldığı yemekler düzenleniyor. Bunu çoğunlukla komisyon başkanları ve başsavcılar düzenliyor. Bu yemekler bakanlık bürokratlarını desteklemek için yapılıyor” dedi. Şahin, Anayasa’daki propaganda yasağını genişleten YSK’nın büyük vebal altında olduğunu da belirterek “Bakanlık serbestçe propaganda yapıyor ama diğer adaylar konuşamıyor” diye konuştu. Şahin, Bakanlığın tavrı karşısında Anayasa’da evet dedikleri için pişman olmadıklarını da açıkladı.
    BANGA mühim

  10. The Following User Says Thank You to Astatin For This Useful Post:


  11. #510
    Üyelik tarihi
    Dec 2008
    Mesajlar
    1.046
    Teşekkür Teşekkür 
    4.342
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    3.905
    Toplam Teşekkür
    903 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    Alıntı sovalye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

    YAZININ DEVAMI:

    http://www.dipnot.tv/YaziDetay.aspx?ID=2159











    .....

  12. #511
    Üyelik tarihi
    Dec 2008
    Mesajlar
    1.046
    Teşekkür Teşekkür 
    4.342
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    3.905
    Toplam Teşekkür
    903 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    bu adamın yazılarını pek beğenmem ama bu yazısı müthiş ve yerinde bir tespit:








    Christian ile Bettina


    Almanya Cumhurbaşkanı geldi.

    *

    Dindar bi ailenin çocuğuydu.
    “Hıristiyan” adını koydular ona.
    Babası zampara çıktı.
    Henüz bebekken, anasını boşadı.
    Annesi başkasıyla evlendi.
    Üvey baba şerefsiz evladıydı.
    16 yaşındayken, annesi öldü.
    Üvey babası sokağa attı.
    Öz babası da yanına almadı.

    *

    Büyüdü, hukuk okudu.
    Okul arkadaşıyla evlendi.
    Kızları oldu.
    Örnek babaydı.
    Siyasete atıldı.
    Aşağı Saksonya Başbakanı oldu.

    *

    Başbakanken, Afrika’ya resmi ziyarete gitti, oradayken, kendisinden 15 yaş küçük Bettina’yla tanıştı. Üniversitede gazetecilik okumuştu ama, gazetecilik yapmıyor, bir lastik şirketinin basın danışmanlığını yapıyordu Bettina... O vesileyle katılmıştı Afrika gezisine.

    *

    Bi safari...
    Bettina hamile kaldı!

    *

    Koyu dindar, “Hıristiyan” adını taşıyan, üstelik “Hıristiyan” Demokrat Parti’nin mensubu olan “muhafazakâr” Başbakan, evliyken, evlilik dışı ilişkiye girmişti yani...
    Babasının yaptığını yaptı, kızının anası 18 yıllık eşini şak diye boşadı, hamile bıraktığı Bettina’yla evlendi.

    *

    Buyrun buradan yakın...
    Evli Başbakan’dan hamile kalıp, Başbakan’ın yuvasını yıkan fingirdek Bettina’nın bi tane de oğlu olduğu ortaya çıktı iyi mi!

    *

    Hiç evlenmemişti halbuki... 18’ine gelince ailesinden ayrılmış, ayrı eve çıkmış, evlilik dışı çocuk doğurmuş, sonra, oğlunun babasından ayrılmıştı. Hareketli kızdı. Gece hayatını seviyordu. Arkadaşları, sarı saçları ve 1.80’lik boyuyla Brigitte Nielsen’e benzetiyordu.

    *

    Başbakan eşi olunca, röportaj verdi, “Hayatımı yönlendirmek için kimseyi bekleyemem, kimseye danışmam, kimseye bağımlı olmam” dedi... “Bende böyle şekerim, yerseniz” demek istedi.

    *

    Hep bakımlı. Ojesiz gezmiyor. Marka tutkunu. Ayakkabı hastası... Arkadaşlarına ayakkabı hediye etmesiyle tanınıyor. Gamsız... Kameraların önünde dudak dudağa öpüşmekten çekinmiyor. Kahkahaları meşhur. Klasik müzikten daralıyor, Madonna, Elton John konserlerini kaçırmıyor, U2 hayranı... Eskiden, gece kulüplerinde dans gösterilerine bile katılmış.

    *

    İki dövmesi var. Biri sağ kolunda, anahtar deliği etrafında alevler figürü...
    Öbürünün yeri bilinmiyor!
    Kimi sırtında diyor, kimi kalçasında.
    Çatalda olduğunu iddia edenler var.

    *

    Uzatmayayım, eşi Cumhurbaşkanı seçilince, Almanya’nın gelmiş geçmiş en genç ve ilk dövmeli first lady’si oldu bu çılgın kız... Doğurdu, bir oğlu daha oldu.

    *

    Ve, şimdi Türkiye’de...

    *

    Ufak tefek mırın kırın edenler var ama, Alman halkı onunla gurur duyuyor. “Cumhurbaşkanı ot gibi adamdı, hayatına renk kattı” diyorlar. Sarkozy’nin eşi Carla Bruni’yle, Obama’nın eşi Michelle’le kıyaslıyorlar Bettina’yı... Hatta, Die Zeit gazetesi, “Askerlerimizin dolaplarına resmini asmak isteyeceği bir first leydimiz var” yorumunu bile yaptı. Seviyorlar onu.

    *

    Çünkü...
    Yok efendim, evlilik dışı ilişkisi olmuş, vay efendim, first leydinin kolunda dövmesi varmış da, ulu orta öpüşüyormuş filan, orasıyla ilgilenmiyorlar. “Özel hayatıdır, kimseyi alakadar etmez” diyorlar.

    *

    Zaten, Almanya’nın muhafazakâr başbakanı Angela Merkel’in de soyadı Merkel değil aslında... İlk eşinin soyadı ama, orasıyla da kimse ilgilenmiyor. “Bizi ırgalamaz” diyorlar.

    *

    Gelin görün ki...

    *

    Aynı Almanya Cumhurbaşkanı, aynı Bettina yüzünden büyük bi skandala karıştı... Az daha siyasi hayatı bitecekti!

    *

    Peki niye?

    *

    Çünkü...
    Henüz başbakanken, Bettina’yla birlikte, Florida’ya Noel tatiline gitti. Kendi cebinden ödeyerek, özel havayolu şirketi Air Berlin’den bilet almıştı. Tesadüf bu ya, tatile gitmeden önce, bir kokteylde Air Berlin’in yönetim kurulu başkanıyla karşılaştı Bettina... “Air Berlin’in hizmetini beğeniyoruz, hatta tatilimize sizin uçağınızla gidiyoruz” dedi. Sohbet sırasında, ekonomi sınıfı bilet aldıkları ortaya çıktı. Air Berlin’in yönetim kurulu başkanı jest yaptı, daha rahat uçsunlar diye, ekonomi sınıfı biletleri, business’a çevirdi. Uçtular.

    *

    Bi döndüler kardeşim...
    Gazetelerde manşet!

    *

    Almanya ayağa kalkmıştı. Kanun gereği, siyasetçinin 10 euro’dan fazla hediye alması yasaktı. Bu ne rezaletti. Resmen rüşvetti. Hannover Savcısı şıırrak diye soruşturma açtı.

    *

    Bizim Christian, ebelek gübelek yapmadı, şerefsiz basın demedi, savcıyı da ideolojik davranmakla suçlamadı, çıktı, Alman halkından özür diledi, “Hata yaptım, haberim bile yoktu ama, uçakta karşılaştığım emrivakiye itiraz etmeliydim, suçluyum, özür dilerim” dedi. Çıkardı cebinden, takır takır, bilet farkını ödedi. Böylece, savcı da soruşturmayı geri çekti.

    *

    Pürüzsüz “siyasi hayatı”ndaki ilk ve son skandal bu oldu.

    *

    Özetle.
    Alman halkı, kimin kimi becerdiğiyle ilgilenmiyor, Alman halkını becermeye kalkan var mı, onunla ilgileniyor...
    Yüz yirmi yedi bin iki yüz seksen beş sene var Almanya olmamıza.

  13. The Following 3 Users Say Thank You to sovalye For This Useful Post:


  14. #512
    Üyelik tarihi
    Nov 2007
    Mesajlar
    11.714
    Teşekkür Teşekkür 
    17.466
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    20.796
    Toplam Teşekkür
    7.064 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart irandan Önce Türkiye

    Bu israil fazla oluyor, İrana dişini geçiremiyor israil henüz ama bize yapmadığını bırakmayacağı ortada, eline fırsat geçmiyor işte, ama zayıflık kötüdür işte ne yaparsın, elinde nükleer silah var, kedi kadar yolu yok ama yılanın başını küçükken ezmeli, yoksa her fırsatta biz kötü onlar iyi olacak, dünde hahamın teki diğer insanlar yahudilere hizmet için yaratılmıştır gibi bişeyler saçmaladı, bölgede en büyük insanlık düşmanı israil, ne terör nede savaşlar bundan daha kötü olamaz, insanın yaradılış gururuyla oynayan bir nesille karşı karşıyayız, Türkiye ve Türk halkı buna müsade etmemelidir, müsamaha vede en ufak imtiyaz tanımamalıdır, gerekirse israilin başına çökmelidir, tıpkı Kıbrısta yaptığımızı yapabiliriz, özetle israil iyice azıttı.


    heberin linki:http://haber.mynet.com/detay/dunya/i...er_thumbnail_2


    İsrail'den Mavi Marmara'yla ilgili şok iddiaİsrail, Gazze yardım filosundaki yolcuların birinin dizüstü bilgisayarında organizatörlerin düzenlediği toplantıların tutanaklarına ulaştı.Güncelleme:21 Ekim 2010 11:00
    Tutanaklarda, yardım filosunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve diğer hükümet üyeleri de dahil olmak üzere hükümetin en üst düzey isimlerinden destek aldığı yönünde bilgiler olduğu öne sürüldü.

    İsrail Güvenlik Güçleri’nin filoyu ele geçirmesinin ardından elde edilen verilerde, gemilerin yüklenmesinden iki hafta önce organizasyonu düzenleyen altı grup İstanbul’da bir araya geldi.

    Ayrıca, organizatörlerin aylar öncesinden hazırlık yaparak her türlü senaryoyu değerlendirdikleri, bunun içinde filonun baskına uğrama ihtimalinin de olduğu belirtildi.

    Türk hükümeti, filoyu organize eden gruplara yardım edildiği iddiasını reddediyor. 31 Mayıs’taki baskının ardından İsrail ordusu filodaki gemilerde bulunan tüm bilgisayar ve belgelere el koydu.

    Elde edilen bilgiler İstihbarat ve Terör Bilgi Merkezi’ne (ITIC) ve istihbarat analistlerine gönderildi. ITIC elde ettiği bilgileri bu ayın başlarında yayımladığı raporda açıkladı.

    POLONYALI GAZETECİNİN BİLGİSAYARINDAN ÇIKTI

    Rapora göre, Türk hükümetinin filonun organizasyonu üzerindeki rolünü ortaya koyan bilgiler, Özgür Gazze Hareketi üyesi, Polonyalı gazeteci Ewa Jasiwicz’in bilgisayarındaki notlardan elde edildi.

    Jasiwicz’in bilgisayarında, filonun organizatörlerinin 16 Mayıs tarihinde İstanbul’da düzenlediği toplantının kayıtları bulunuyor. Hem toplantıda, hem de filoda bulunan eski İsrail vatandaşı Dror Feiler, Haaretz’in elde ettiği bilgileri doğruladı. Jasiwicz’e ise ulaşılamadı.

    Tel Aviv’deki Türk Büyükelçiliği'nden, yapılan açıklamada, “Eğer bu bir hükümet girişimi olsaydı hükümet tarafından idare edilirdi, ancak böyle bir durum söz konusu değil” denildi.

    Belgeye göre, toplantının açılışında hükümetlerin filoyla ilgili tutumları hakkında bir sunum yapıldı. Bu sunumda şu ifadeler yer aldı:

    "Türkiye - A. Hükümet, başlangıçta bu göreve açık destek vermedi. ancak son günlerde başbakan ve diğer bakanlardan doğrudan destek alıyoruz. [Yüz yüze] görüşmelerde bize açık açık bir sorunla karşılaşmamız durumunda hükümetin elinden gelen desteği vereceğini söylediler."

    Haaretz
    ** Savaşa başlarken ve masaya otururken her ihtimali göz önüne al!.. Ve kendini en kötü duruma hazırla!
    Hun İmparatoru ATİLLA

  15. #513
    Üyelik tarihi
    Nov 2007
    Mesajlar
    11.714
    Teşekkür Teşekkür 
    17.466
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    20.796
    Toplam Teşekkür
    7.064 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart Hahama kendini bi nok sanıyo:) cemaati ne yapar?

    İsrailli haham Yosef: Diğerleri Yahudilere hizmet için yaratıldı
    'Filistinliler vebadan ölsün' diyerek şimşekleri üzerine çeken Haham Ovedya Yosef yine tepki çekecek bir açıklama yaptı. Yahudi olmayanların Yahudilere hizmet etmek için yaratıldığını söyleyen Şas Partisi manevî lideri. "Yahudi olmayanlar neden gerekli? Çalışacaklar, ekip biçecekler. Biz de efendi gibi oturup yiyeceğiz." dedi.




    -İsrail sağcı hükümetinin ortaklarından dini Şas Partisi'nin manevi lideri Ovedya Yosef (90), yine çok ses getirecek açıklamalara imza attı. Yosef, Yahudi olmayanların varlık sebebinin "Yahudilere hizmet olduğu" görüşünü öne sürdü. Haham Yosef'in geçen hafta cumartesi akşamı verdiği vaazda, Yahudi olmayanların Şabat günleri yapabilecekleriyle ilgili yasalar konusuna değinirken "Goylar (Yahudi olmayanlar) bize hizmet için doğarlar. Yalnızca İsrail halkına hizmet için. Bunu yapmazlarsa dünyada yerleri yoktur" dediği ortaya çıktı.

    Jerusalem Post'un haberine göre, İsrail'deki Yahudi olmayanların da Yahudiler zarara uğramasın diye Tanrı tarafından korunduklarını öne süren Hamam, bu konuda sözlerini şöyle sürdürdü: "İsrail'de ölümün hükmü onlara geçmiyor. Yahudi olmayanların da herkes gibi ölmeleri gerek. Ama gelin görün ki, Tanrı onlara uzun ömür veriyor. Neden mi? Düşünün ki, eşeğiniz öldü. Ne olur? Para kaybedersiniz. Çünkü o hizmetkarınızdır. İşte onun için ömürleri uzun. Yahudiler için iyi çalışsınlar diye. Yahudi olmayanlar neden gerekli? Çünkü çalışacaklar, ekip biçecekler. Biz de efendi gibi oturup yiyeceğiz. Goyların yaradılış sebebi budur."

    Yahudi düşmanlığına karşı savaşan "İnkar ve İftirayla Mücadele Birliği" ise, haham Yosef'i vaazındaki bu söylemleri nedeniyle şiddetle eleştirdi. Daha önce de benzer açıklamalar yapan Yosef, bir vaazında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Filistinliler için 'vebadan ölüp yok olsunlar' ifadesini kullanmıştı.

    Bu arada, İsrail'de bir grup haham, Yahudi olmayanlara (Araplara) ev kiralanması ve satılmasından kaçınılmasını isteyen bir duyuru yayımladılar. İsrail'in Kanal 1 Televizyonu, duyurunun kuzeydeki Safed kentinin baş hahamı da dahil kentten 18 hahamın imzasını taşıdığını belirtirken, Safed'te, Arap öğrenci nüfusunun arttığına dikkat çekti. Duyuruda, Yahudi ev sahipleri, evlerini Araplara kiralama konusunda uyarılarak, "Onların yaşam biçimi Yahudilerden farklı. Yahudi olmayanlar arasında bize karşı acı ve nefret dolu olanlar, aramıza karışmaları halinde birer tehlikedir." ifadelerine yer verildi. Ayrıca, hahamlar, kentin Yahudi sakinlerinin Araplara evini kiralayan veya satan komşularına karşı dikkatli olmalarını istedi. Safed baş hahamı Şmuel Eliyahu'nun Araplara karşı daha önce de yaptığı provokatif açıklamalarla eleştiri aldığı belirtiliyor. Dış Haberler Servisi


    Yardım konvoyu Gazze'ye doğru yola çıktı
    Gazze'ye insanî yardım ulaştırmak üzere bir araya gelen gönüllülerden oluşan yardım konvoyunu taşıyan gemi, 16 günlük bekleyişin ardından dün gece Lazkiye Limanı'ndan ayrıldı. Gemiyi limandan uğurlayanlar arasında Filistin'e Özgürlük Hareketi lideri eski İngiliz Parlamenter George Galloway'in yanı sıra Suriyeli yetkililer yer aldı. Konvoya verdiği destekten dolayı Suriye'ye teşekkür eden Galloway, "Gazze'ye yardım konvoylarının devam edeceğini ve ileriki dönemde yardımların havayolu ile ulaştırılması için çalışma başlattıklarını" belirtti. Gazze'ye sağlık ve giyim gibi temel ihtiyaçlara yönelik malzeme taşıyan geminin, Mısır'ın El Ariş Limanı'na ulaşmasının ardından, malzemelerin Refah Sınır Kapısı üzerinden Gazze'ye götürülmesi planlanıyor. Konvoy, yaklaşık 4 Ekim'den beri Lazkiye Limanı'nda, konvoyu taşıyacak olan Malta bandıralı gemi ise Kıbrıs'ta Mısır'dan geçiş izni bekliyordu. Mısırlı yetkililer daha önce sınır dışı ettikleri Galloway'e ve çeşitli gerekçelerle 18 gönüllüye geçiş izni vermedi. ŞAM AA



    işte linki http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...icin-yaratildi
    ** Savaşa başlarken ve masaya otururken her ihtimali göz önüne al!.. Ve kendini en kötü duruma hazırla!
    Hun İmparatoru ATİLLA

  16. #514
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Yer
    Shadizar
    Yaş
    94
    Mesajlar
    39.638
    Teşekkür Teşekkür 
    36.921
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    93.341
    Toplam Teşekkür
    33.405 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    Demokratikleşmeye devamsayın kardeşlerim..

    http://haber.gazetevatan.com/ikizder...337170/7/Yasam

    İkizdere'nin intikamı!

    Hükümetten İkizdere Vadisi’nin doğal sit alanı ilan edilmesine yasa tasarısıyla rest... Meclis’e sunulan yeni tasarıyla mevcut doğal sit ilan edilmiş alanların statüsüsü yeniden değerlendirilecek. Doğal sit ilan etme yetkisi Çevre ve Orman Bakanlığı’na devredilecek


    Hükümet, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun sürpriz bir kararla Rize’nin İkizdere Vadisi’ni doğal sit alanı ilan etmesine yasa tasarısıyla rest çekti. TBMM’ye sunulan “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı”yla mevcut doğal sit ilan edilmiş alanların statüsü sona erdirilecek. Doğal sit ilan etme yetkisi Çevre ve Orman Bakanlığı’na devredilecek. Böylece, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “önümüzü kesiyorlar” dediği İkizdere Vadisi’nin doğal sit ilanı kararının iptal edilmesi ve 22 HES barajının yapılması yolu açılacak. Çevre örgütleri isyan ettikleri düzenleme için “Anadolu’nun ölüm fermanı” nitelendirmesinde bulundu.


    MEVCUT SİTLER

    Bakanlar Kurulu’nda onaylanan “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı” TBMM’ye sunuldu. Tasarıya eklenen geçici maddelerle doğal sit alanı ilan yetkisinde radikal değişiklikler yapıldı.
    Tasarıya göre, mevcut doğal sit ilan edilmiş alanların statüsü sona erdirilecek. Sona erdirme kararını Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı’nın başkanlık edeceği “Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Kurulu” verecek.

    Çevre Bakanlığı Müsteşarı’nın başkanlık edeceği 20 kişilik Kurul’da sadece 4 akademisyen ve bakanlıkça belirlenecek 2 sivil toplum kuruluşu temsilcisi bulunacak. Kurulun geri kalan üyeleri bürokratlardan oluşacak.

    Bakanlık müsteşarı ya da yardımcısı başkanlığında, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü, Çevre Yönetimi Genel Müdürü, Ağaçlandırma Genel Müdürü, Orman Genel Müdürü, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanı, DSİ Genel Müdürü, Tarım Koruma Kontrol Genel Müdürü, Tarım Araştırmaları Genel Müdürü, Tarımsal Üretim Genel Müdürü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü, Enerji Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürü, Enerji İşleri Genel Müdürü, Bayındır Bakanlığı Teknik Araştırma Genel Müdürü veya yardımcıları kurul üyesi olarak görev yapacak.
    Kurul, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, yaban hayatı koruma ve yaban hayatı geliştirme sahaları, orman rejimine tabi alanlar dışında kalan alanlardaki tescili yapılmış doğal sit ve tabiat varlıklarını değerlendirmeye alacak.

    Kurul, mevcut doğal sit alanlarından koruma özelliği taşımadığına karar verdiklerinin statülerini sona erdirecek. Böylece Kurul bir süre önce doğal sit ilan edilen ve Başbakan’ın büyük tepkisi çeken İkizdere Vadisi için de yeniden karar verme yetkisine sahip olacak. Kurul, İkizdere’nin doğal sit alanı ilan kararının yanlış olduğuna karar vermesi halinde bölgede 22 HES barajının yapılmasının yolu açılmış olacak.

    Tasarıya göre sadece UNESCO Kültürel Miras Listesinde yer alan sitlerin idaresi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait olacak. Tasarı’nın ilgili madde gerekçesinde bu uygulama için “kanun yürürlüğe girdiğinde, önce ilgili kanunlarla koruma altına alınmış ve koruma stütüsü almış alanların yeniden değerlendirilmesi uygun olacaktır” denildi.
    Doğal sit alanı yetkisiyle yetinmeyen Çevre ve Orman Bakanlığı, tasarıyla, Turizm Teşvik Kanunu’na göre kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi ve turizm merkezi olarak ilan edilecek yerler için Çevre ve Orman Bakanlığı’nın uygun görüşünü alma şartı getirdi.
    Çevre ve Orman Bakanlığı’nın koruma kararı ile Kültür Bakanlığı’nın turizm koruma gelişim ve turizm merkezi ilan kararlarının çakışması halinde, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın dediği olacak.

    Kurullarda STK ağırlığı

    Tasarıyla ayrıca bitki-hayvan tür ve habitat alanlarının korunmasına ilişkin şu radikal değişiklikler öngörüldü:
    - Tabii bitki ve hayvan türleri ve bunların belli popülasyonlarının yaşam ortamlarında güvenliğini sağlamak ve karşılıklı ekolojik etkileşimlerini iyileştirmek amacıyla “tabiatı koruma ağı” kurulacak. Korunan doğal alanlar arasında “tabii bağlantı koridorları” oluşturalacak.
    - Bitki ve hayvanların yaşam ortamlarının korunması anlayışını yerelleştirmek amacıyla, valilik bünyesinde “mahalli biyolojik çeşitlilik kurulları” oluşturulacak. Kurullarda sivil toplum kuruluşları ağırlıkla görev alacak.

    - Çevre ve Orman Bakanlığı’nın tabiatı koruma politikasını oluşturmak, bilimsel çalışmaları belirlemek, yönlendirmek ve izlemek amacıyla danışma organı niteliğinde “Tabiatı Koruma Bilim Heyeti” oluşturulacak.
    - Koruma alanları içinde kalan özel şahsa ait mülkiyetler kamulaştırılacak veya takas yapılacak.
    - Koruma alanlarının kontrolü ve korunması için “özel güvenlik görevlileri” tutulacak.
    - Doğal alanlara gelen ziyaretçilerin doğru bilgilendirilmesi amacıyla, korunan alan sınırına en yakın yaşayan çevre insanları “alan kılavuzu” olarak eğitilip görevlendirilecek.

    Tasarı geçerse yargıya taşıyacağız

    Çevre Mühendisleri Odaları Genel Başkanı Murat Taşdemir, Milliyet’e, düzenlemeyi TBMM’de yasalaşması halinde yargıya götüreceklerini söyledi. Taşdemir şunları kaydetti: “Elektrik santrallarını kurmak için ne gerekiyorsa yapacaklar. Girişimlerini yasayla legalleştirmek istiyorlar. Altına imza attıkları uluslararası sözleşmeleri gözardı ediyorlar. Bu düzenleme açıkça İkizdere kararına tepki olarak yapılmış. Anlamsız hidro güç politikası var. Doğal sit prosedürünü kaldırmak için ellerinden geleni yapacaklar. Doğal sit kararı bürokratların hâkim olduğu ve içine bir iki STK yedirilmiş kurulla olacak iş değil. Karşı duracağız. Tasarı geçerse yargıya taşıyacağız. uluslararası bilimsel platformları harekete geçireceğiz, destek arayışında olacağız.”

    ‘AB müzakerelerini bile durdurabilir’

    Doğa Derneği Başkanı Güven Eken ise tasarıyı “Anadolu’nun ölüm fermanı” olarak nitelendirirken şunları söyledi: “Bu tasarı Anadolu’nun ölüm fermanı, bundan sonra bir şey kalmıyor. Tabiatı koruma adına yapılan ancak tabiatı katletme kanunu olan düzenleme Meclis’ten geçerse Anadolu’da bir tek sit alanı kalmaz. Son dört yıldır eşi benzeri görülmemiş bir doğa katliamı yapılıyor. Bu kanun çıkarsa son noktaya gelinecek. Türkiye’de doğadan eser kalmayacak. Anadolu’yu kurtarma seferberliği başlatmamız lazım. Doğa için kurtuluş savaşı başlatılmalı. Doğanın gördüğü en karanlık kanun tasarısı. Bu noktada bütün dünyayı bu karanlık tablo konusunda bilgilendirip, yargının bize verdiği engelleme imkânlarını kullanacağız. Bu tasarı Türkiye’nin imzaladığı hiçbir uluslararası anlaşmaya uymuyor. Dünya doğayı korumak için harekete geçerken Türkiye geriye giden düzenleme yapıyor. Bu tasarı AB müzakerelerini durdurabilecek nitelikte. Eğer geçerse Kültür ve Tabiat varlıklarını korumakla ilgili hukuk külliyatını çöpe atarak doğayı yağmalayan korkunç bir yasal düzenleme. Türkiye’nin başına dert olur.”

    ‘Devlette devamlılık prensibini kaldırır’

    TEMA Vakfı Hukuk Danışmanı Ömer Aykul bütün doğal sit kararlarının yenibaştan ele alınmasının tehlikeli sonuçlar doğuracağını belirterek şunları kaydetti: “Bugüne kadar alınmış kararlar var. Bu kararların bir bölümü uluslararası sözleşmelere bağlı olduğu için dünyaya, Avrupa’ya verilmiş sözler olduğu için dokunmayacaksınız. Ama dönüp sadece ulusal kurullarımızca alınmış kararları tekrar bütünüyle Türkiye çapında sonlandıracaksınız. En son verilen İkizdere kurul kararı da dahil olmak üzere kendinize göre oluşturacağınız kurullarla bu kararlarının tamamını yeniden gözden geçireceksiniz, keyfinize göre yeniden düzenleyeceksiniz. Kısıtlı sayıdaki doğal varlık dışında Türkiye’nin büyük alandaki doğal sitleri yeniden belirlenecek. Bu düzenleme, Türkiye’de açılan sayısız davanın yanında yine sayısız davalar açılmasına yol açar. Bundan sonra olacak olan şu; yargı karar verinceye kadar birilerine bir takım sit’ler verilecek, barajlar yapılacak. Bu HES’ler olur, maden arama faaliyetleri olur. Ortada mahkeme ve kurul kararları var. Tasarı devlette devamlılık prensibini ortadan kaldırıyor. Her gelen kendi oluşturacağı kurullara göre geçmişte aldığı kararları yok sayamaz. Bu devlette devamlılık anlayışına uymaz.”

    İkizdere’deki 22 HES’in enerjisi üretilen toplam elektriğin binde 2’si

    Türkiye’de 2010 yılında kurulu elektrik enerjisi 46 bin 600 megavat (MW). Bunun 32 bin 800 MW’ı termik santrallardan geliyor. Termik santralda; doğalgaz, kömür türü yakıtlar kullanılıyor. Ülkede 13 bin 230 MW elektrik ise hidroelektrik santrallarından geliyor. Hidroelektrik; su gücüyle üretim demek. Yenilenebilir enerji sınıfına giren bu modelde Ak Parti hükümeti daha çok üretim yapmak istiyor.
    Ancak geçtiğimiz günlerde Rize İkizdere için yargı, bölgeyi sit alanı ilan ederek 22 HES projesinin iptaline neden oldu. Hükümetin Enerji Bakanı Taner Yıldız bu iptal üzerine şöyle konuştu: “Buradan üretemediğimiz elektriği -ki bu yaklaşık 500 milyon metreküp civarında-, 5 ayrı ülkeden doğalgaz alarak karşılayacağız.”

    Türkiye’nin geçen yıl tükettiği doğalgaz miktarı 35 milyar metreküp. Bakanın söylediği rakam tüketimin yüzde 1.4’üne denk geliyor.

    Enerji bürokratlarının verdiği bilgiye göre İkizdere’deki iptal edilen santrallar eğer gerçekleşmiş olsaydı bu üretilen toplam elektriğin binde 2’sini karşılayacaktı. Bu da yaklaşık 100 MW’lık bir enerjiye denk geliyor.
    Bakanın bu konuşmayı yaptığı Bandırma’daki Sabancı Grubu’nun doğalgaz kombine çevrim santralının yıllık üretimi 930 MW. Yani İkizdere’nin 9 katı...
    BANGA mühim

  17. #515
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Yer
    Shadizar
    Yaş
    94
    Mesajlar
    39.638
    Teşekkür Teşekkür 
    36.921
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    93.341
    Toplam Teşekkür
    33.405 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    Demokrasi çiçekleri açmaya devam ediyor memleketimde...


    http://www.gazetevatan.com/root.asp

    Öğrenciye gaddar TOKİ'ye bonkör!



    Türban protestosu nedeniyle 26 öğrenciyi üniversite kapısından içeri sokmayan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, TOKİ'yle imzaladığı arsa protokolüyle üniversiteyi 9 milyon TL zarara soktu.

    İstanbul’daki Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Rektörü Prof. Dr. Yüksek’in, öğrencilere takındığı sert tavrın aksine, Başbakanlığa bağlı TOKİ’ye karşı çok yumuşak olduğu ortaya çıktı.

    YTÜ Rektörlüğü ile TOKİ arasında 6 Ağustos 2010’da imzalanan protokole göre; üniversitenin Davutpaşa Kampüsü’nde TOKİ’ye 60 bin metrekare bina inşa ettirecek olan Rektörlük, karşılığında tapusu üniversitede olan Çağlayan’daki çok değerli bir araziyi TOKİ’ye devretti.
    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) metrekare başına son inşaat maliyetleri hesaplaması ve İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Odası’nın uzman görüşüne göre YTÜ en az 9 milyon TL zararda.

    ARAZİ TOKİ’YE GEÇİNCE İBB BOŞ DURMADI

    TOKİ’ye yarayan protokolün sonucunda arazinin imar değerlerinin artırılması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yapılan teklif itirazlara rağmen kabul edildi.

    Belediye meclisinin ilgili kararına göre; TOKİ’ye devredilen yaklaşık 6 bin m2’lik arazi ‘üniversite alanı’ndan çıkarılarak ‘turizm tesis alanı’na alınarak üzerinde iş merkezi, finans merkezi ve rezidans kurulma izni verildi.

    Aynı kararda; İstanbul’daki en büyük imar izni olan 3 emsal hak tanınan arazide, yapılacak olan bodrum katları da iskan edilebilir hatta 2 bodrum katı emsalden hariç tutuldu. Arazi üzerinde inşa edilecek olan yapının yüksekliği serbest bırakılırken, mimari hususların hepsi TOKİ’nin kararına bırakıldı.

    BELEDİYE İTİRAZLARA KULAĞINI KAPADI

    İBB’ye bağlı imar komisyonunun konuya ilişkin görüşlerinde belirttikleri itirazlarsa İBB’nin TOKİ’nin lehine karar vermesinin önüne geçemedi. Komisyon arazinin turizm tesis alanına alınarak rezidans, is merkezi yapılabilir duruma getirildiğine dikkat çekerek, bu alana alınan bir arazide ancak otel, motel gibi yapıların olabileceğine, aksi durumun yönetmeliklerle çelişeceğine işaret etti.
    İtirazlarda arazinin emsalinin yükseltilmesiyle bodrum katları hariç 20 bin 500 m2 inşaat hakkı tanındığı, bunun bölgeye büyük bir yoğunluk getireceği söylendi. Ayrıca teklifte bodrum katlar ile ilgili düşen notun imar yönetmeliklerine aykırı olduğu hatırlatıldı. Teklifte İBB’ye bağlı; Ulaşım Planlama, Deprem ve Zemin Etüt İnceleme, İSKİ, İGDAŞ müdürlüklerinin şartlı görüşü olduğunun belirtildiği resmi itirazda, Milli Emlak Dairesi Başkanlığı’ndan görüş alınması gerektiği halde bu görüşün bulunmadığına dikkat çekildi.

    Tüm bu itirazlara rağmen İBB Meclisi, teklif edilen plan değişikliğini oy çokluğuyla onayladı.

    YTÜ’NÜN GÖRÜNEN ZARARI 9 MİLYON TL

    İmzalanan protokol icabında TOKİ’ye Davutpaşa’da yaptıracağı inşaat karşılığında, İstanbul’un gözde semtlerinden birindeki arazisini devreden YTÜ’nün görünen zararıysa en az 9 milyon TL.
    YTÜ’ye ve öğrencilerine değil, TOKİ’ye yarayan bu fark ise şu hesaptan kaynaklanıyor:

    TUİK’in araştırmasına göre bu yılın ilk yarısında inşaat metre kare maliyeti 549,17 TL. Bu rakam, TOKİ’nin üniversite için yapacağı 60 bin m2’lik binanın 33 milyon TL’ye mâl olacağını ortaya koyuyor.

    Oysa üniversitenin TOKİ’ye devrettiği arazinin bedeli ise üzerinde yapılabilecek binanın bedeliyse bu rakamın çok üzerinde.

    Araziyle ilgili teknik hesaplamaları danıştığımız İstanbul Umum Emlak Komisyoncuları Odası İkinci Başkanı Nizamettin Aşa’ya göre TOKİ’nin aldığı arazinin m2 fiyati en az 5 bin dolar. Bu rakam da arazinin 42 milyon TL’den aşağı fiyatlandırılamayacağını ortaya koyuyor.

    GÖRÜNMEYEN RANT YAKLAŞIK 20 MİLYON TL

    Bölgede faaliyet gösterdiği için ticari kaygıları sebebiyle isminin kullanılmasını istemeyen büyük bir emlak ofisinin sahibiyse, bu rakamın sadece arazi değeri olduğuna dikkat çekiyor.

    İmar planlarına göre arazide dev bir alışveriş merkezi ve rezidans yapma hakkı tanındığına dikkat çeken emlakçı, görünmeyen kârın ancak benzer bir yapıdan hesaplanabileceğini belirtiyor. Ortadoğu’nun en büyük adalet sarayının hemen yanındaki arazinin E-5 yoluna cephesinin de bulunduğuna işaret eden emlakçı, burada yapılacak bir rezidansın Mecidiyeköy’deki Trump Towers ile karşılaştırılabileceğini belirtiyor. Bölgeye hakim olan emlakçı, Trump Towers’ın ortalama m2 fiyatının 12 bin TL olduğunu belirterek, TOKİ’nin Çağlayan’daki arazide böyle bir yapı inşa ettiği taktirde en az 20 milyon TL kâra geçeceğini belirtiyor. (Onurkan Avcı - BİRGÜN)
    BANGA mühim

  18. #516
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Yer
    Shadizar
    Yaş
    94
    Mesajlar
    39.638
    Teşekkür Teşekkür 
    36.921
    Teşekkür Toplam Teşekkür 
    93.341
    Toplam Teşekkür
    33.405 Yazısı Teşekkür aldı

    Standart

    EVet evet...Sevinçten insanların gözlerinden yaşlar geliyor..Demokrasiye hasret gözyaşları bunlar..ah ah hah hahaha..Demokratikleşmeye tam yol devam....
    YA bu arada ne oldu, hani referandumdan sonra 12 eylülcüler yargılanacaktı? Ne iş? Bir şey duyan var mı ?
    hahaah...ŞŞŞŞş demokrat!arkedaşlar nerdesiniz..bişi diyinm yaw.. ne zaman yargılıyoruz kenan paşa yı..ah ah ah ah..ve ha ha ha ha



    http://haber.gazetevatan.com/maydano...38242/9/Manset

    ‘Maydanoz’ komisyonda kabul edildi

    ANKARA - AK Parti’nin kamuoyunda “Gökçek” yasası olarak bilinen, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun “maydanoz” tip suç olarak nitelendirdiği, TCK’nın görevini kötüye kullanan kamu görevlilerine uygulanacak yaptırımları düzenleyen 257. maddesinde değişiklik öngören yasa teklifi dün TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Görüşmelerde, Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Yargıtay Başsavcılığı ve Barolar Birliği temsilcileri ceza sınırlarının indirilmesine karşı olduklarını açıkladı.

    CHP ve MHP salonu terk etti

    AK Partili Veysi Kaynak’ın imzasını taşıyan teklif üzerine söz alan CHP’li Halil Ünlütepe “Bu bir aftır. Devleti dolandıranları, yolsuzluğa bulaşanları, hırsızları koruyor, kurtarıyorsunuz. Yüzyılın dolandırıcılık davasına katılan Zahid Akman, Anayasa Mahkemesi üyesi Osman Paksüt’ü yasadışı takip ederek görevini kötüye kullanan polisler, bıçak parası alan doktorlar bundan yararlanacak. Bu yapılan bürokratları aklama operasyonudur” dedi. CHP’li Ali İhsan Köktürk ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında 17 araştırma inceleme kararını uygulamama, 64 yargı kararını işleme koymama nedeniyle dava bulunduğunu söyledi. Köktürk, “Telefonda Burhan Kuzu’ya ‘milletvekillerini fitillerim’ diyen Gökçek acaba kaç milletvekilini fitilledi?” diye sordu. 3.5 saat süren toplantı sonunda teklifin maddelerine geçilmesinin kabul edilmesi üzerine CHP ve MHP’li üyeler toplantıyı terk etti. Ardından teklif AK Partililerin oylarıyla kabul edildi.

    Hapse girmeyecekler

    TCK’nın “görevi kötüye kullanma” başlıklı 257. maddesinde, kamu görevlilerine ceza verilebilmesi için kişilere haksız kazanç sağlayıp sağlamadıklarına bakılıyor. Yasa maddesindeki “kazanç” ifadesi çıkartılarak “menfaat” kelimesi konulan teklifle “görevinin gereklerine aykırı hareket ederek kişilerin mağduriyetine veya kamu zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan” kamu görevlisine, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörüldü. Mevcut yasada ise bu suçun cezası “1 yıldan 3 yıla kadar hapis”ti. Buna göre “görevi kötüye kullanmak”tan ceza alan kamu görevlisi, kendisine üst sınırdan ceza verilse bile, cezası 2 yıl sınırında olacağı için “erteleme” hükümlerinden yararlanabilecek ve hapse girmeyecek.
    BANGA mühim

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Yer imleri

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •