Destek pura Dow' cfd belki..
Printable View
Destek pura Dow' cfd belki..
içimden bi ses 3000-5000 puan düşcez diyo ve çarşamba perşembeye kadar 80-78-75 gibi görürüz diyo ::: ::: ::: sallıyom işte kendimce sesli düşünüyom diyim
İlk beş kademede 1100 alışa 100 satış var neden acaba.. :)
[QUOTE=selçuklu;309599]cümleten kolay gelsin patronlar ... işler biraz hafiflettim .. ama .. trade edecek kadar değil .. ühühühühühüüh ...... eur/usd ... papazın grfı ilgimi çekti .. bugün .. 1,32 altı ...gelirse ... long deneyebilirm orda belki .. üvvvvvvvvvvvvv .....
belki edsel bi durum oluşabilir ..... 3 en kısa kalamaz istopta ona göre ayarlanabilir gibi .....
[IMG]http://img823.imageshack.us/img823/786/adszopm.png[/IMG][/QUOTE]
projeksyon live .. edler zor ama ... sıkı takip istiyor ... bende 1 dakikalıktan bakıyorum .. :D:D:D:D:D
ed doğruysa .... takip edilmesi gerekenler ...
1 ) 1-3 çizgisi .. kırılım anlamında
2 ) 2-4 çizgisi ... kırılım anlamında
3 ) ed nin 3. dalgasının en kısa olamayacağı kuralı ....
ahada son duurm gra f.....stro baba .. 1,32 altında çek mondiyoyu bitsin bu iş ...:o:o:o. 1,32 altı olmazsa .. 2-4 kırılınca çek abi mondiyoyu ... üvvvvvvvvvvvvvvvvvv
[IMG]http://img257.imageshack.us/img257/9738/adszbjh.png[/IMG]
longladım .. eur/usd ... 1,3180 altı istop yazdım .... hayırlısı ....
it is mondiyosagnesel .... rally time i think .......:D:D:D
Bu bir teşekkür istenilmez hele hiç dilenilmez ancak ve ancak kazanılıp gönülden alınır verilir topiğidir.. Böyle bilinir..) zild((
[B]OYUN TEORİSİ NEDİR?[/B]
Kahrolsun kararsızlık, yaşasın çılgınlık
Kazanma şansınızın kalmadığını fark ettiğiniz anda yapılacak en rasyonel şey nedir?
New Scıentist’ten Robert Matthews çılgınlık yapmanızı salık veriyor.
Matematikçilerin deyişi ile ”Oyun Teorisi”, birbiriyle çelişen olasılıklar karşısında en doğru stratejiyi saptama yöntemidir. Günlük yaşamda karşılaştığımız sorunları çözümlemekte pratik yararları olan bu teori şu klasik örnekle açıklanabilir.
Bir istihbarat yetkilisi olarak size ulaşan bir ihbarı değerlendirmek durumunda kaldığınızı varsayın. İhbarda, yasadışı bir terör örgütünün ülkenin en önemli askeri üslerden birine saldırı düzenleyeceği bildirilmektedir. Bu durumda yapılacak en rasyonel şey nedir? Üssün mükemmel bir şekilde korunduğunu biliyorsunuz. Ancak birinci derece sorumlu biri olarak ihbarı göz ardı edemezdiniz. Atacağınız her adımın yeni sorunlara gebe olduğunu bile bile önlem almak zorundasınız. Harekete geçtiğiniz anda muhbirinizin can güvenliği tehlikeye girebilecek. Ayrıca söz konusu üsteki savunma önlemlerini arttırdığınız anda, diğer üslerin savunmasız kalarak teröristlerin saldısına uğraması ihtimali belirecek. Makul, mantıklı bir yetkili olarak, bütün bu olasılıkları diğer yetkililerle tartışarak en rasyonel hareket tarzını benimsemek zorundasınız.
Bu örnekte olduğu gibi Oyun Teorisinde olası her hareketin sonuçlarına bir değer biçilir ve en kötü koşullarda en yüksek değere sahip hareket tarzı benimsenir.
Bütün bu süreç içinde herkesin bir mantık dahilinde hareket ettiği varsayılır. Doğal olarak, bu varsayım gerçekçi değildir. Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi, teröristlerin yaşamlarını hiçe sayıp, bir intihar saldırısı hazırlığı içinde olmaları söz konusu olabilir. Ayrıca yetkililerden biri, en yakın arkadaşını yasa dışı örgütün önceki saldırılarında yitirmiş olabilir. İntikamı peşindeki bu yetkilinin rasyonel kararlar alması beklenemez.
Bütün bunlar duygusal yönü ağır basan çelişkileri değerlendirmenin güçlüğünü ortaya koyuyor. Açıkça, kararların rasyonel düşüncenin ürünü olduğunu varsayan Oyun Teorisi, duyguların baskın olduğu çelişkili durumlarda yetersiz kalıyor. Son günlerde küçük bir grup matematikçi, oyun teorisinin bu eksikliğini giderici bir formül geliştirdi. ”Tiyatro Teorisi” adı verilen bu yeni formül, duyguların irrasyonel yönünün karar almada nedenli etkili bir rol oynadığını kabul ediyor.
Oyun Teorisi’ni gerçek yaşama uyumlu hale getirme çabaları 1950′li yıllara dayanıyor. O yıllarda California’daki RAND Corporation’da çalışan matematikçiler, Soğuk Savaş konusunda strateji geliştiren Amerikan Hava Kuvvetleri’nin çalışmalarına bilimsel açıdan ışık tutuyordu. O dönemlerde çalışmalara temel oluşturan durumlar hep iki taraflıydı. Bu ikili oyunlarda bir tarafın çıkarı diğerinin zararı anlamına geliyor ve durumlara toplamı sıfır olan oyunlar adı veriliyordu.
Korkak Tavuk oyunu
Ancak o dönemlerde bile gerçek yaşamdaki problemlerin sıfır toplamlı oyunlara benzemediği açıktı. Bir taraf için kötü olan durum, karşı taraf için de aynı derecede kötü olabiliyordu. Buna en güzel örnek ”Korkak Tavuk' oyunuydu. Bu oyun, 1955′de James Dean’in başrolü oynadığı ”Asi Gençlik” isimli filmde ölümsüzleşti.
FilmdeJimbove Buzz adındaki iki lise öğrencisi arabalarını uçuruma doğru sürecekler; direksiyonu ilk kıran taraf oyunu kaybedecekti. Taraflar aynı anda direksiyonu kırarsa, oyun eşitlenmiş olacaktı. İkisinin de direksiyonu kırmaması durumunda, yaşam denilen büyük oyun sona erecekti.
Korkak Tavuk Oyunu’nda olduğu gibi, optimal stratejinin saptanmasında karşılaşılan güçlükleri yenmenin yolları uzun süre araştırıldı. RAND’da görevli matematikçi John Nashbu gibi durumlarda tarafların karar vermelerini kolaylaştıran bir kural geliştirdi. Nash’a 1994 yılında Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazandıran bu kurala Nash Teoremi adı verildi. Nash Teoremi’ne göre, tüm oyuncuların kendileri için en mükemmel stratejiyi geliştirdikleri bir ortamda, her oyuncunun kendisi için en uygun stratejiyi seçme olasılığı yüksektir. Bu gibi ”denge” durumlarında alternatif stratejilerin daha iyi sonuç vermesi beklenemez. 1960′lı yıllarda Nash’ın katkılarıyla Oyun Teoremi’nin gerçek hayata uyum sağladığı ve günlük hayattaki problemler çözeceği düşünüldü.
Ne var ki uluslararası ekonomik ve politik krizleri kağıt ve kalemle çözmeye çalışan teorisyenler, birden yeni bir engelle karşılaştılar: Nash’ın kuralı çerçevesinde, Korkak Tavuk oyununda olduğu gibi denge durumu bir tane değil, iki tane idi. Asi Gençlik’te taraflardan biri direksiyonu kırma kararı verirken, diğeri arabayı sürmeye devam edebilirdi. Bu durumda tek taraflı karar değişikliği, diğer tarafın kararını değiştirmesi anlamına geliyordu.
Oyun teorisyenleri yeni çözümler ararken yeni sorunlarla karşılaştılar. Örneğin, rasyonel stratejiyi seçerken hangi kurallardan yararlanılacağı konusu, 1970′li ve 1980′li yıllarda çalışmaların özünü oluşturuyordu. Her vakada farklı kuralların işlediğini gören matematikçiler bir anlamda karamsarlığa kapıldılar. Bazı teorisyenler rasyonel strateji tanımının gereksiz bir uğraş olduğunu ileri sürerken, diğerleri bu yaklaşımı “sorunları halının altında süpürmek” olarak niteledi.
1991 yılında İngiliz Oyun Teorisyenleri’nin Sheffield Hallam Üniversitesi’nde düzenledikleri toplantı sorunların çözümlenmesi açısından çok büyük önem taşıyordu. Toplantıda Amerikalı teorisyen Nigel Howard’ın sunduğu örnek dikkat çekiciydi.
Howard’ın örneği, yabancı bir ülkede otellerine dönerken taksi tutan iki İngiliz ekonomistin başından geçenlerle ilgiliydi. Taksicinin kendilerinden fazla ücret isteyeceği kaygısına kapılan İngilizler, pazarlık şanslarının daha yüksek olacağı düşüncesiyle otel kapısına ulaşıncaya kadar pazarlık etmeme kararı alırlar. Ancak bu rasyonel, oyun teorisi kurallarına uygun strateji işe yaramaz. Şoför İngilizlerin bu tutumu karşısında aşırı bir öfkeye kapılıp kapıları kilitler. Adamları aldığı yere geri götürerek arabadan dışarı atar.
Taksi şoförünün, oyun teorisine ilişkin hiç birşey bilmemesine karşın, yolcuların kendisine bir oyun oynadığını sezmesi her şeyi değiştirir. Dolayısıyla şoför oyun teorisyenlerinin hiç hoşlanmadığı bir şeyi yapar. Öfkelenir. Ve kendi çıkarlarını hiçe sayarak (ücretini almamayı göze alarak) oyunun gidişatını beklenmedik bir şekilde değiştirir.
Howard ile birlikte Sheffield Hallam’daki toplantıya katılan İngiliz teorisyenler, Peter Bennet, Morris Bradleyve Jim Bryant, katılımcıların dikkatini mantık dışı tepkilere yol açan duygusal patlamalara çekti. Toplantının sonunda Tiyatro Teorisi doğdu. Bu teorinin özünde, oyunların statik olmadığı, oyuncuların duygusal yapısının, oyunun seyrini belirlediği iddiası yatıyordu. Howard’a göre öfke, korku veya şefkat gibi duyguların dramatik bir boyutu vardır. Bu duygular kişilerin normal,alışılagelmiş davranışlarının dışına çıkmasına, yeni çözümler üretmesine yol açar.
Karşılıklı güvenin sınanması
Stratejilerin belirlenmesinde paradoksların önemine değinen Howard, ”işbirliği paradoksu' olarak nitelendiği çelişkili duruma örnek olarak ünlü ”Mahkum İkilemi’'ni verir. Bu ikilem, polis tarafından gözaltına alınan iki suçlunun başına gelenlerle ilgilidir. Mahkumlar, suskunluklarını korudukları takdirde tutukluluk hallerinin bir aydan daha fazla sürmeyeceğini bilmektedir. Oysa polis her iki mahkum ile ayrı ayrı görüşerek itirafta bulunmaya zorlar. İkisinden birinin yapacağı itiraf, itirafçının serbest bırakılmasına, diğerinin ise ömür boyu hapis yatmasına yol açacaktır. Suçlular tek tek, birey olarak ele alındığında polisin önerisini kabul ederek, itirafta bulunmak rasyonel bir çözüm gibi görünmektedir. Oysa bu ikili, bir takım, bir ekip olarak ele alındığında, bir ay hapiste yatıp çıkmak daha avantajlıdır. Ancak bunu gerçekleştirmenin tek şartı, mahkumların itirafta bulunmayacaklarına dair birbirlerine söz vermeleri ve karşılıklı güven duymalarıdır.
Bu durumda ortaya iki farklı hareket tarzı çıkar. Bu da işbirliği paradoksunu doğurur. Mahkumlardan her biri, diğerini ele vererek daha avantajlı bir duruma geçeceğini bile bile, itirafta bulunmayacağına dair karşı tarafı ikna etmek zorundadır.
Bütün bunların sonucunda ne olacağı, iki mahkumun önceki psikolojik ve duygusal durumlarına bağlıdır. ”Sonsuz Ölüm-Butch Cassidy and Sundance Kid” isimli filmde kahramanların arasındaki güçlü bağ işbirliği paradoksuna güzel bir örnek oluşturur. İkilinin birbirini ele vermesi gibi bir olasılık söz konusu bile değildir. Bu nedenle birbirlerine ihanet etmektense ölümü göze alırlar. Mahkumların durumunda, taraflardan biri işbirliğine yanaşmaz ise, işbirliği paradoksu devreye girer. Öfke ve güvensizliğin kol gezdiği bu ortamda mahkumlar yalnızca kendilerini kurtarmayı düşünürler.
New York Üniversitesi’nden siyasal bilimci Steven Brams, çelişkilerin çözümlenmesinde Oyun Teorisi’nin rolü konusunda görüşlerini şöyle dile getiriyor: ”Oyun teorisyenlerinin pek çoğu kuramlarının gerçek yaşama uygulanabilirliğini dikkate almaz. Çünkü bu teori çoğunlukla laboratuar ortamında denenmektedir. Oyun Teorisi’nin eksikliklerini Tiyatro Teorisinin gidereceğine inanıyorum.” Howard ise Tiyatro Teorisi’nin nihai nokta olmadığı görüşünde. Ne var ki pek çok teoirisyen, çelişkilerin giderek daha karmaşık bir yapı sergilediği günümüzde, Tiyatro Teorisi’ne bir şans tanımanın gerekli olduğuna inanıyor.
Bu yazıyı taaa ne zaman sn. sazanın topiine yazmış idim...bence şu anda bir daha okunması gerek...bazı zamanlar,psikolojinin ön plana çıktığı durumlar vardır...duygular hiç bir şey tanımaz..sistem,grafık,indik...satmaya başladı mı,satar piyasa...kimse babasının oğlunu tanımaz...ha çökcek demek deil ama bu görüş de bu aralar bi kenarda durmalı bence...
saygılar
[quote=selçuklu;309617]it is mondiyosagnesel .... rally time i think .......:D:D:D[/quote]
Hislerimiz ortak sayın patronum... Bence de Dow açılana kadar hafif bir ralli lazım... Ama akşam tüm piyasalara çok acı verirlerse şaşırmam... üvvv... Trende ters poz açmayı bıraktığımdan long'layamıyorum... Flat devam... üvvv.... ıngaaa... :)))
AUDUSD'de durum yürek parçalayıcı... Boğa yüreği yani... :..:
papaza saatlik ewsel bakış ...ve tahmini projeksyon .. .... çıkmam gerek size kolay gelsin ... pozum belli isstopum belli ....
[IMG]http://img580.imageshack.us/img580/5879/adszxs.png[/IMG]
Sevdiğim bölgeler 1.3640 ve üstü, başağrısı maşağrısı bırakmaz bende.. Olacak olmalı beni almadan aşağı olmamalı)