Yapılması gereken ilk iş ne kadar kazanacağına karar vermektir.... günlük, haftalık, aylık kaç tl kazanmalıyım gibi yada % kaç kazanmalıyım gibi... adını koymakla işe başlamalı.... düşecek çıkacak diye şartlanmadan trade debilmeli iki yönede... ve
Printable View
Yapılması gereken ilk iş ne kadar kazanacağına karar vermektir.... günlük, haftalık, aylık kaç tl kazanmalıyım gibi yada % kaç kazanmalıyım gibi... adını koymakla işe başlamalı.... düşecek çıkacak diye şartlanmadan trade debilmeli iki yönede... ve
[quote=erk;424659]yapılması gereken ilk iş ne kadar kazanacağına karar vermektir.... Günlük, haftalık, aylık kaç tl kazanmalıyım gibi yada % kaç kazanmalıyım gibi... Adını koymakla işe başlamalı.... Düşecek çıkacak diye şartlanmadan trade debilmeli iki yönede... Ve[/quote]
ASLINDA ÇOK ÇOK HAKLISINIZ . Naçizane felsefem , No şartlanma . No umut . No korku . No beklenti . No hayal .
Ne kadar kazanacağım konusunda bir hedefim yok .
O an ne yapmam gerekiyorsa ( ki ben ne yapmam gerektiğini bile bilmem onu bana AĞA - 1 söyler . Kendisi benim sistem :)
onu yaparım . Al der alırım , sat der satarım .
Piyasa yatay iki gün sürecek , git biraz dolaş hava al gel der ; peki
derim .
Oltaya ne gelirse şükrederim .
Yani kısaca benimkisi " itaat et , rahat et " :)
evde , işte , okulda sağlıklı ambalajda kılıbık olduğum tescillendi :)))
hayat böyle geçiyor .
[quote=gnome;424660]ASLINDA ÇOK ÇOK HAKLISINIZ . Naçizane felsefem , No şartlanma . No umut . No korku . No beklenti . No hayal .
Ne kadar kazanacağım konusunda bir hedefim yok .
O an ne yapmam gerekiyorsa ( ki ben ne yapmam gerektiğini bile bilmem onu bana AĞA - 1 söyler . Kendisi benim sistem :)
onu yaparım . Al der alırım , sat der satarım .
Piyasa yatay iki gün sürecek , git biraz dolaş hava al gel der ; peki
derim .
Oltaya ne gelirse şükrederim .
Yani kısaca benimkisi " itaat et , rahat et " :)
evde , işte , okulda sağlıklı ambalajda kılıbık olduğum tescillendi :)))
hayat böyle geçiyor .[/quote]
hımmm. aynı dili konuşuyoruz.... ben ise bilemeyeceğim kazancımı bilinebilir kılmak adına 200 gelirse realize ve kaldığım yerden devam... her 200 ü realize zamanını bilemeden elbet 1 saat mi 10 dak 1 günmü belli olmaz.... dolayısı ile hem geri dönüşlere tedbir olur. Bu durum değişebilirde kişiye bağlı hiç realizesizde vade sonuna kadar devam edebilir kişi geri dönüş olursa stop koymak kaydıyla hiç problem yok yani ama ben belli süre kazancı konntrol ve bilinir yapmakla ilerlemenin başlangıçta yönü doğru yakalamak adına faydalı olduğunu gördüm...
Zamanın dışındaki herşeyi kontrol edebilmeliyim.. benim de yaklaşımım bu.. ama bilmeden elbette imzam ne diyorsa o geleceği bilmeden doğru hamleler yapmak şart... başarılı ancak böyle mümkün... teknik ve indikler sadece altı üstü sınırlarını belirleme de işime yarar... hatta bakmasam da olur.... al sat yeterli....
VADELİ İŞLEM PİYASALARINDA TEMİNATLAR VE KALDIRAÇ UNSURU: ÇİFT TARAFLI BIÇAK!
Ali Perşembe 2 Şubat 2005, Dünya Gazetesi
Vadeli işlemler piyasalarında teminat mekanizmasının işleyiş ve incelikleriyle bu mekanizmanın getirdiği avantaj ve tehlikeleri anlamak için öncelikle nakit piyasalarla (örneğin İMKB) vadeli piyasalar arasındaki temel farkı çözümlemek gerekir.
Nakit piyasalar teslimat esasına göre işlerler. Satın aldığınız bir mal, bir hisse senedi veya bir tahvil parası ödenir ödenmez size teslim edilir (veya hesabınıza aktarılır). Halbuki vadeli piyasalarda yaptığınız bir alım o malın size teslim edilmesini değil, sadece o malın size ileriki bir tarihte teslim edileceğinin koşullarını hükmeder. Aynı şekilde, vadeli piyasalarda yaptığınız bir açığa satış, o malı ileriki bir tarihte teslim edeceğinize dair verdiğiniz bir sözdür.
Bu iki piyasa arasındaki bir başka temel fark da alım veya satım işlemini yapmadan önce yatırdığınız sermayenin miktarında ortaya çıkar. Nakit piyasalarda satın aldığınız hisse senedinin fiyatının ya tamamını ödersiniz ya da o miktarın bir kısmını ödünç alarak alımı yaparsınız. Nakit piyasalarda buna kredili alım denir ve günümüz koşullarında bu miktar genellikle %50 oranında işlemektedir. Yâni, 100 YTL’lik bir hisse alımı için 50 YTL’yi cebinizden öder diğer 50 YTL’yi de borçlanırsınız. 100 YTL’lik bir yatırım için 50 YTL ödeme yapmak ortaya kaldıraç unsurunu çıkarır. Başka bir ifadeyle, 100 YTL’lik yatırımınızın değerinde %10’luk bir artış (hisse senedinin fiyatının 100 YTL’den 110 YTL’ye çıkması) size %20 kazandırır (50 YTL’lik sermayeniz 60 YTL’ye çıktı). Vadeli işlem piyasalarında kaldıraç unsurunun etkisi çok daha fazladır. Bunun nedeni yatırılması gereken ön sermaye miktarının çok daha az olmasıdır. Vadeli işlem borsalarında işlem yapmadan önce yatırılan bu ön sermayeye “teminat” ismi verilir.
Finans piyasalarında kaldıraç tabiri, yapılan sermaye yatırımının gücünü artırmak amacıyla ödünç alınan sermayenin kullanımını ifade eder. Kaldıraç unsurunun aritmetiğini anlamak için teminat mekanizmasının aritmetiğini bilmek gerekir. Vadeli işlem piyasalarında yapılacak bir işlem öncesinde yatırılan sermaye, nakit piyasalarda yatırılan sermaye ve alınan krediden çok farklıdır ve bambaşka bir amacı vardır. Bu piyasalarda teminat, alınan malın değerinin belli bir miktarına tekabül eden bir ön ödeme değil, o pozisyonu taşıdığınız müddetçe aracı kurumunuzun maruz kalacağı günlük kayıpları karşılayacak bir iyi niyet depozitosudur (kaparo). Pozisyonunuzu kapattığınızda bu para size geri iade edilir (artı kârınız veya eksi zararınız).
Vadeli piyasalarda bu teminatın miktarı borsa tarafından belirlenir. VOB’da işlem görecek olan döviz, endeks ve buğday işlemleri için bu miktar şimdilik %10, hazine bonoları için %6, pamuk için ise %6 olarak öngörülmüştür (değişebilir). Borsalar, piyasa koşul ve risklerini devamlı olarak izleyip bu miktarları artırma veya düşürme yetkisine sahiptirler. İşlem teminatlarının artırılmasının ana nedeni genellikle piyasa volatilitesinde görülen artış olmuştur.
İki türlü teminat vardır: Başlangıç Teminatı ve Sürdürme Teminatı. Başlangıç Teminatı bir uzun veya kısa pozisyon açmak için önden yatırdığınız paradır. İşin başında yapıldığı için bu ismi alır. Pozisyon açık kaldığı müddetçe, her günkü uzlaşma fiyatına göre taşıdığınız kağıt kârlar (realize edilmemiş açık pozisyon kârı) bu bakiyeye eklenir, kâğıt zararlar da düşülür.
VOB’da bir döviz veya endeks işlemi yapmak için yatırılması gereken başlangıç teminatının %10 olduğuna daha önce değinmiştik. İşte bu ön teminat tutarının (ön sermayenin) bu kadar düşük olması, vadeli işlem piyasalarının en büyük albenisidir, çünkü bu düşük oranlar kaldıraç unsurunu büyük ölçüde artırırlar.
Bu artışı göstermek için yukarıda ele aldığımız 100 YTL’lik yatırıma tekrar dönelim. 100 YTL’lik yatırımınızın değerinde %10’luk bir artış (hisse senedinin fiyatının 100 YTL’den 110 YTL’ye çıkması) bu kez bize %100 sermaye getirisi sağlayacaktır, çünkü bu kez 100 YTL’lik bir yatırım için sadece 10 YTL (başlangıç teminatı %10) yatırmaktayız.
Burada, vadeli işlem piyasalarında para kazanıp kaybetmenin sadece fiyatlarda meydana gelen değişimlerin bir sonucu olduğunu söylemek eksik bir tanımlama yapmak olur. Bu piyasalarda getirileri etkileyen en büyük etkenlerden birisi de kaldıraç unsurudur. Yukarıda gördüğümüz gibi, vadeli işlem piyasalarında işlem yapmak için nispeten küçük bir yatırım (başlangıç teminatı) gerekir. Bu teminatın işlem yapılan malın değerine olan oranı ne kadar azsa kaldıraç unsuru da o kadar fazladır. Çoğu yatırımcı, vadeli işlem piyasalarının sunduğu bu yüksek kaldıraç unsurunun cazibesine kapılır. Eğer piyasa fiyatı lehinize hareket ederse büyük sermaye getirileri elde edilir. Ne var ki, fiyatlar ters yönde hareket ederse, aynı kaldıraç unsuru büyük kayıplar doğurur. Kaldıraç unsuru çift taraflı bir bıçaktır! 100 YTL değerinde bir endeks sözleşmesi için %10 başlangıç teminatı yatırdığımızda endeksin değerinde %10’luk bir düşüş (fiyatın 100 YTL’den 90 YTL’ye inmesi) bu kez sermayemizin %100’ünü yitirmemize yol açacaktır.
Vadeli piyasalarda işlem yapmak sadece yeterli miktarda finansal kaynağı değil, aynı zamanda duygusal sağlamlığı da gerektirir. Kasanızdaki hisse senetlerinin değerinin %10 düşmüş olmasıyla, aynı %10’luk düşüşün risk sermayenizin tamamını yok etmesi çok farklı şeylerdir.
Dolayısıyla, kaldıraç unsurunu ve nasıl lehimize ve aleyhimize işleyebileceğini anlamak vadeli işlem piyasalarında işlem yapmanın ilk koşuludur.
İkinci tür teminata ise Sürdürme Teminatı ismi verilir. Yatırdığınız başlangıç teminatının bakiyesinin pozisyonunuz açık kaldığı müddetçe, her günkü piyasa uzlaşma fiyatına göre tekrar değerlemeye tabi tutulduğunu daha önce görmüştük (buna “marking-to-market”, yâni piyasa fiyatına göre güncelleme denir). Güncelleştirme işlemleri sonrasında, aracı kuruluşunuzdaki hesabınızın borsa tarafından belirlenmiş olan “sürdürme teminatı” değerine ulaşması (bu değer VOB’da %75 olark belirlenmiştir) veya bu değerin altına düşmesi durumunda aracı kuruluşunuz sizden teminatınızı en kısa süre içerisinde tekrar “başlangıç teminatı” seviyesine getirmenizi isteyecektir (teminat tamamlama çağrısı).
Teminat tamamlama çağrısı sonrası borsa tarafından belirlenen ve aracı kuruluşunuz tarafından size bildirilen zaman ve şekilde istenen teminatı nakit olarak yatırmadığınız takdirde, aracı kuruluşunuz açık pozisyonlarınızı likide etmek suretiyle elden çıkarma hakkına sahip olur.
Sürdürme teminatının işleyiş şeklini yukarıdaki 100 YTL değerindeki endeks sözleşmesi örneğiyle açıklayalım. Bu sözleşmeyi satın almak için %10 başlangıç teminatı yatırdık (10 YTL). Piyasada endeksin 92.5 YTL’ye düştüğünü varsayalım. Bu durumda yatırdığımız 10 YTL’lik başlangıç teminatının %75’i erimiştir ve aracı kurumumuz bu teminatı tekrar 10 YTL’ye tamamlamamız bize çağrı yapacaktır (sürdürme teminatı seviyesi %75). Bu çağrıya cevap verip yeni fonlama yaparsak pozisyonumuzu muhafaza edebiliriz. Aksi takdirde pozisyon kapatılacaktır.
İşte bu aşamada karşımıza vadeli piyasalarına yeni iştirak edenler arasında çok yaygın olan bir davranış biçimi bozukluğu daha çıkar. Bu acemiler yatırdıkları başlangıç teminatlarına ödenmiş olan bir risk sermayesi olarak değil, eninde sonunda (pozisyon kapatılınca) geri alınacak olan bir kaparo olarak bakarlar. Piyasa fiyatı aleyhlerine gelişip sürdürme taminatı çağrısı yediklerinde, tekrar lehlerine döneceğini umdukları pozisyonlarını korumak için yeni fonlama yapmak zorunda kaldıklarında da aynı yanlıgıya kapılıp ilâve kaparo verdiklerini düşünürler. Piyasa ters yönde hareket etmeye devam ettiği müddetçe yeni sürdürme teminatları yatırırlar. Yukarıdaki örnekle devam edecek olursak, ilk sürdürme teminatı çağrısı aldıklarında 7.5 YTL, ikincisinde yine 7.5, üçüncüsünde yine 7.5 YTL ödeyip dururlar. Onların nazarında ödenen bu meblağlar daha sonra geri alınacak olan birer kaparodan ibarettir. Nihayet bir gün, piyasanın artık psikolojik olarak taşıyamayacakları bir fiyat seviyesine geldiğinin ve ödeyecek yeni bir 7.5 YTL’lerinin kalmadığının farkına varırlar. İşte o zaman ödedikleri o sayısız 7.5 YTL’nin hiçbir zaman geri alamayacakları gerçek bir zarar haline geldiğini anlarlar.
Nakit piyasalarda zararın doğası farklıdır. Bir malı 100 YTL’den teslim alıp kasanıza koyarsınız. Fiyatı 60 YTL’ye düştüğünde artık bu duruma katlanamayacağınızı düşünerek satıp zararı realize edersiniz. Zarar büyüktür, acıtır. Halbuki vadeli işlem piyasaları acemiler için bu büyük zararı saklar. Ödemeler hep 7.5’er YTL’ler halinde yapılır ve hep bu kaparoların geri alınacağı düşünülürse 40 YTL’lik nihai zarar asla hesaba katılmadığından o acı hiç hissedilmez. Ta ki pozisyon kapatılana dek!
Bu yanılgıya kapılmamanın profesyonellerce kullanılan en yaygın yöntemi uygun bir para (risk) yönetimi sistemi kullanmaktır. Bir para yönetimi sisteminin en önemli parçası da zarar stoplarıdır. Eğer zarar stoplarını kullanmayı hâlâ beceremiyorsanız bilmeniz gereken ikinci bir ana vadeli işlemler piyasası kuralı daha var: Sürdürme teminatı çağrısına cevap vermeyin! Başka bir ifadeyle, eğer pozisyonunuz sizden sürdürme teminatı talep edilecek seviyeye geldiyse, zaten şimdiye kadar stop olup çıkmış olmanız gerekiyordu. Kapatın o pozisyonu. Hatalı olduğunuzu ve para kaybettiğinizi kabullenmek cesaret ister, ama zararlarınızı kısıtlamayı öğrendiğinizde kârlar kendiliğinden gelecektir.
Büyüyen zararların açtığı deliği (hesap erimesi) kapamak çok zordur. Edilen zararı örtüp yeniden özsermaye seviyesine çıkmak için gereken % getirinin, realize edilen % kayıptan çok daha fazla olacağını bilmemiz gerekir (buna “asimetrik kaldıraç” denir):
Özsermayeden Erime
Yeniden Özsermaye Seviyesine Çıkmak İçin Gereken Kazanç %5 %5.3 %10 %11.1 %15 %17.6 %20 %25 %25 %33.3 %30 %42.9 %40 %66.7 %50 %100 %60 %150 %70 %233 %80 %400 %90 %1000
Eğer sizde %1000 kazanacak yetenek ve şans varsa bu getiriyi kazanmaya neden şimdiden başlamıyorsunuz da önce %90 kaybetmeyi bekliyorsunuz?
Vadeli piyasalarda işlem yapacak herkes için (ister endeks, ister döviz, ister bono, ister pamuk, ister buğday olsun) en gerekli olan şey kaldıraç kavramını iyi anlamış olmaktır. Kaldıraç unsuru çift taraflı bir bıçak gibidir. Çok kısa zamanda çok büyük miktarlar kazanılabileceği gibi kaybedilebilir de. Aynı kaldıraç unsuru vadeli piyasaları riskli kılar. Bu riski kaynaklarınız, yatırım deneyiminiz ve riske karşı olan tavrınız bağlamında kaldıraç unusurunu yöneterek azaltabilirsiniz. Başarılı yatırımcı, bunu anlayan ve kaldıraç seviyesini kontrolü altında tutmayı becerebilen yatırımcıdır.
Bir vadeli işlem sözleşmesinin fiyatında oluşabilecek değişikliğin yol açacağı kârı veya zararı hesaplayın. Bu riski kaldıramayacaksanız ve hatta bu risk sizi rahatsız ediyorsa bile işlem yapmayın. Vadeli piyasalar herkes için değildir. Her ne kadar vadeli piyasaların kaldıraç unusurundan dolayı riskli olduğu savunulsa da hesabınızda borsanın talep ettiğinden daha fazla teminat bulundurabilirsiniz. Bu şekilde kaldıraç unusurunu azaltıp, fazla volatil olmayan piyasalarda muhafazakâr bir şekilde işlem yapabilirsiniz. Vadeli işlem piyasaları doğasında yüksek risk bulundurmak için tasarlanmamıştır. Aksine, riski azaltma ve riski doğuran kaldıraç unusurunu kişisel etmen ve kaynaklara göre uyarlama işlevi görürler.
Şunu unutmayın! Bu oyunu oynamak için hem yazılı hem de yazılı olmayan tüm kurallarını öğrenebilecek kadar uzun süre hayatta kalmanız gerekecektir. Hayatta kalmanın ilk yolu da doğru bir para (risk) yönetimi sistemi uygulamaktır.
Bu yeni piyasa koşullarında başarılı olup olmayacağınızı, günlük fiyat oynamalarına dayanacak sermayeye, haklı olduğunuzda inandığınız yolda kalmanızı sağlayacak kararlılık ve metanete, hatalı olduğunuzu kabul edebilecek yetenek ve psikolojik dayanma gücüne ve katı iş ve piyasa kurallarını takip edebilecek disipline sahip olup olmadığınız belirleyecek!
Ali Perşembe
TÜM YAZILAR
Ayrıntılar için bize yazın...
Aıkıdo ya ılk başladıgınızda sıze önce darbe aldığınızda düşmeyı öğretırler.kontrollu düsmeyı öğrenırsınız.nasıl düşecegınızı bılmezsenız ılk düşüşte bır tarafınızı kırarsınız.
Dün yazmıştık , iyi bir örnek . U -30 spot haftalık tl .
Endeksin 60 binlerde yaptığı dip .
Ikili dipte denilebilir . Ben ters obo diyorum .
Ikinci tepe ilkinden yukarıda . Ikinci tepe den sonraki düşüşte oluşan ikinci dipte ilkinden yukarıda .
Bu görüntüden sonra yukarı doğru tufan olması gerekiyordu . Oldu netekim .
Ayrıca bu grafik olduğu için coşku çarpı 2 - 3 oldu .
Istendi ki benim işçim , benim köylüm , benim esnafım , benim emeklim , benim tüccarım , benim küçük yatırımcım bol bol long olsun , cepleri para ile dolsun . :)))
Tepeye az mı ; kaldı ?
Sanırım ocak sonu fırtına kopar . Bizim şubat düşüşlerimiz meşhurdur.
Neden ? Yılsonu bilanço beklentisi diye teyyareden bir sebeple yükselen borsa , yine beklenti bitti diye teyyareden bir sebeple düşmelidir .
Gerçi az da olsa düşüşün hemen aniden başlayıp ocak sonu gibi bitmesi ihtimali de var .
Jelibon ustaya kulak verirsek 31 aralık 2012 papatya dedi . Tepeye gelirse seni seviyorum demektir .
Dibe gelirse seni herkesten daha çok seviyorum demektir :)
Peki görüntü nedir ? Pazartesi korkunç bir düşüş olmazsa eğer
( " ALLAH " korusun ) papatya tepeye gelecek . Yılbaşından sonra realize gelecek birkaç gün . Sonra 31 aralık tepesi geçilemezse ocak sonuna düşüş olacak demektir ki , buradan ocak sonu tarih beklentimiz dibe gelecek demektir.
Ama o , ama bu ocak sonu önemli , tarih çakışması var .
Hep diyoruz borsamızda orta vadeli trendler genelde hep 2.62 fibo hedefine gider . Bu harekette gitti .
2.62 fibo hedefi , direnci tam 99.000 de idi . şimdilik orada duruyor .
Burayı geçememesi çok kuvvetli bir ihtimal . Riski seven 99.000-99.500
stoplu short deneyebilir .
AYRICA BU HAREKET İTKİ İSE VE 3.DALGANIN SONLARINDA İSEK 86 - 87 BİNLERE DOĞRU BİR DÜŞÜŞ İLE 4. DALGA OLUŞMALI VE 5.DALGA GELMELİ . TABİİ İLERLEYEN DALGA İTKİ İSE . . .
Tek gerçek var . Düşüş başladığında ilk hedef 2010 kasım tarihi
zirvesi olan
92.500 ler olacak .
Görüntü vob da oluşan çok klasik bir tepe formasyonu .
Hemen hemen her tepe böyle oluşuyor istisnasız . Makina kendini zerre kasmıyor , hep aynı şeyler oluşuyor ama yine kimse kazanamıyor .
Neyse buranın tepe olduğunun onaylanması için 97.500 ün altına inilmesi lazım .